İçeriğe geç
AnasayfaMakalelerBoşanma ve Aile HukukuBoşanmanın Sonuçları Nelerdir?

Boşanmanın Sonuçları Nelerdir?

    Boşanmanın sonuçları bir çok farklı açıdan incelenebilir. Bunlar;

    • Boşanan kadının kişisel durumu
    • Boşanan kadın hakkında iddet (bekleme) süresi
    • Boşanma sonucunda maddi tazminat
    • Boşanma sonucunda manevi tazminat
    • Boşanma sonucunda yoksulluk nafakası
    • Boşanma sonrasında açılacak davalarda zamanaşımı
    • Boşanma sonucunda malların tasfiyesi veya mal paylaşımı
    • Boşanma sonucunda eşlerin miras menfaatleri
    • Boşanma sonucunda çocukların velayeti
    • Boşanma sonucunda çocuk ile kişisel ilişki kurulması
    • Boşanma sonucunda iştirak nafakası

    olarak sıralanabilir.

    Boşanan Kadının Kişisel Durumu

    Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul ise, hakimden bekarlık soy adını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.

    Kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceğini ispatlarsa hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.

    Boşanan Kadın Hakkında İddet (Bekleme) Süresi

    Boşanan kadın, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren üçyüz gün (300 gün) geçmeden tekrar evlenemez. Boşanan kadın hakkında iddet (bekleme) süresi uygulanır. Ancak boşanmış olan kadın, bu sürenin sona ermesinden önce doğurursa üçyüz günlük bu sürenin geçmesini beklemek zorunda kalmaz. Doğurmakla beraber iddet (bekleme) süresi sona erer.
    Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbirleriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır. Ancak bu süreyi kaldırmak için iddet (bekleme) müddeti kaldırma davası açmak gerekir.

    Boşanma Sonucunda Maddi Tazminat

    Boşanmanın sonuçlarından bir tanesi de maddi tazminattır. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan boşanma sonucunda maddi tazminat isteyebilir. Karşı taraftan maddi tazminat istenebilmesi için belirli şartlar oluşmuş olması gerekmektedir.

    1- Tazminat isteyen tarafın kusursuz yahut daha az kusurlu olması gerekmektedir.

    2- Davalı taraf muhakkak kusurlu olmalıdır.

    Örneğin akıl hastalığı sebebiyle açılmış bir boşanma davasında maddi tazminata hükmedilemez. Çünkü davalının akıl hastası olup, boşanmaya sebebiyet vermesinde kişisel bir kusurundan söz edilemez. Fakat evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi şiddetli geçimsizlik sebebiyle açılmış olan bir boşanma davasında olayın içeriğine göre maddi tazminat talep edilebilir. Bununla beraber yine evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılmış bir boşanma davasında her iki tarafın da kusursuz olması da mümkündür. Bu gibi hallerde davalı taraf kusurlu olmadığından tazminata hükmedilemez. Sonuç olarak hakim davalı tarafın boşanma sebebindeki kusurunu inceleyecek ve maddi tazminat talebinin kabulüne bu şekilde karar verecektir.

    3- Tazminat isteyen tarafın mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden zedelenmiş olmalıdır.

    Burada belirtilen mevcut menfaatten maksat, evlilik birliği boşanma ile sona ermemiş olsaydı, kusursuz yahut daha az kusurlu olan tarafın sağlamaya devam edecek olduğu yarardır.

    Beklenen menfaat ise, evlilik birliğinde sağlanmış ya da sağlanmakta olan bir menfaat değil, kusursuz ya da daha az kusurlu olan davalı tarafın evlilik birliği devam etseydi ileride sağlayacağı bir takım yararlardır. Bu duruma örnek olarak, kadının kocasının dükkanında çalışmasından elde ettiği gelir gibi menfaatler örnek olarak gösterilebilir.

    Boşanma Sonucunda Manevi Tazminat

    Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir. Boşanma sonucunda manevi tazminat isteminde de bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerekir.

    1- Davalı taraf, diğer tarafın kişilik haklarına saldırıda bulunurken muhakkak kusurlu olmalıdır.

    2- Manevi tazminat isteyen tarafın kişilik hakları zedelenmiş olmalıdır.

    Örneğin; eşlerden birinin kusuru sonucu gerçekleşen boşanma davası sonucunda diğer eş hakkında bir takım dedikodular ortaya çıkmış ve bu dedikodular sonucunda diğer eş çok büyük manevi bir ızdırap çekiyorsa bu durumda manevi tazminat talebinde bulunmak mümkündür.

    Bununla beraber kişilik haklarının zedelenmesi, çoğu kez zina sebebiyle açılmış boşanma davalarında söz konusu olmaktadır.

    Boşanma sonucunda manevi tazminat, açılmış olan boşanma davasıyla beraber talep edilebileceği gibi; boşanma davası ile birlikte açılmamışsa boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava açarak da talep edilebilir.

    boşanma davasında yoksulluk nafakası

    Boşanma Sonucunda Yoksulluk Nafakası

    Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nafakaya kanunda yoksulluk nafakası adı verilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yani kusursuz eş dahi nafaka ödemekle yükümlüdür. Hakimin, taraflardan birini boşanma sonucunda yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için belli şartların oluşmuş olması gerekmektedir;

    • Yoksulluğa düşecek olan taraf yoksulluk nafakası talep ettiğine dair istemde bulunmalıdır.
    • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın kusuru, diğer tarafın kusurundan ağır olmaması gerekir. Buna karşılık nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şartı aranmaz.
    • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan taraf, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya olmalıdır.
    • Nafaka talebinin miktarı nafaka yükümlüsünün mali gücüyle doğru orantılı olmalıdır.

    Bu şartlar oluştuğu takdirde hakim, yoksulluğa düşecek olan tarafın nafaka talebinin kabulüne karar verecektir. Boşanmanın sonuçları, boşanan eşleri maddi ve manevi yönden etkileyeceği için boşanma davası sürecinin boşanma davalarında tecrübeli bir avukat ile takip edilmesi tarafları hak kaybına uğramaktan koruyacaktır.

    Erkek Lehine De Yoksulluk Nafakasına Hükmedilmesi Mümkün Müdür?

    Yoksulluk nafakası günümüzde daha çok kadın lehine hükmediliyor olsa da erkek lehine hükmedilmesi de kanunen mümkündür. Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan taraf erkekse, yukarıdaki şartları sağladığı takdirde boşanmış olduğu karısından yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir.

    Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi Nasıldır?

    Hakim, maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya gerekli gördüğü takdirde irat şeklinde ödenmesine karar verebilir fakat manevi tazminatın irat şeklinde ödenmesine karar veremez. Kanun hükmüne göre manevi tazminat mutlaka toptan olarak ödenmelidir.

    İrat biçiminde ödenmesine hükmedilmiş maddi tazminat yahut nafaka, maddi tazminat ya da nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; nafaka ya da tazminat alacaklısının evlenme olmadan karşı cinsle fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması, haysiyetsiz yaşam sürmesi gibi durumlarda mahkeme kararıyla kaldırılabilir.

    Tarafların ekonomik durumlarının değişmesi halinde irat şeklinde ödenen maddi tazminat yahut yoksulluk nafakasının mahkeme kararıyla birlikte artırımına ya da azaltılmasına yönelik karar verilebilir.

    Nafaka Davalarında Yetkili Mahkeme Neresidir?

    Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılacak nafaka davalarında yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.

    Boşanma Sonrasında Açılacak Davalarda Zamanaşımı Ne Kadardır?

    Evlilik boşanma sebebiyle sona ermişse; boşanma sonrasında açılacak davalara (manevi tazminat davası, yoksulluk nafakası) ilişkin zamanaşımı süresi, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldır.

    Tazminat ve Nafaka Alacakları Miras Yoluyla Geçebilir Mi?

    İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden ortadan kalkar. Yani tazminat ve nafaka alacakları miras yolu ile geçmez.

    Boşanma Sonucunda Malların Tasfiyesi

    Mal rejimi ve malların tasfiyesi boşanmanın sonuçları bakımından en önemli konulardan biridir. Taraflar daha önceden, malların tasfiyesi için sözleşmeyle ortak bir rejim belirlemiş ise boşanma sonucunda mallar belirledikleri rejime ilişkin hükümlere göre tasfiye edilir. Eşler ortak bir rejim belirlemedikleri takdirde mallar, kanunen belirlenmiş rejim olan edinilmiş mallara katılma rejimi hükümlerine göre tasfiye edilir.

    boşanma sonucunda miras hakkı ne olur

    Boşanma Sonucunda Eşlerin Miras Hakları Ne Olur? Boşanma Davası Devam Ederken Eşlerden Birinin Ölmesi Halinde Ne Olur?

    Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar. Boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Bu konuda bir ayrıntıya değinmek gerekirse; boşanmış eşlerin arasında kan hısımlığı varsa örneğin kardeş çocukları iseler bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olmaya devam edebileceklerdir.

    Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde; ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunu ispatlaması halinde kusurlu eş diğer eşin mirasçısı olamaz. Eşlerden birinin ölümü halinde ölen eşin mirasçılarından birinin devam ettirdiği bu dava; eşlerin boşanmasına yönelik değil, boşanmada hangi eşin kusurlu olduğunun belirlenmesine yönelik olacaktır.

    Boşanmadan Önce Düzenlenmiş Bir Vasiyetnamenin Durumu Boşandıktan Sonra Ne Olur?

    Boşanan eşlerden birine diğer eş tarafından boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten önce yapılmış bir ölüme bağlı tasarrufla bir takım haklar sağlanmışsa, örneğin bir vasiyetname ile bir takım mal bırakılmışsa, söz konusu eş vasiyet alacaklısı sıfatıyla sahip olduğu hakkı kaybeder. Ancak vasiyetnamede miras bırakan eş tarafından, bu hakların boşanmadan sonra dahi hüküm ifade edeceğine dair bir madde konulmuşsa bu halde vasiyet alacaklısı eşin hakkı korunmaya devam eder.

    Bununla birlikte eşlerden biri vasiyetname düzenleyerek diğer eşe bir kazandırmada bulunmuş fakat boşanma davası devam ederken yahut boşanma kararı kesinleşmeden önce ölmüşse, düzenlenmiş olan vasiyetname geçerliliğini korur. Ancak ölen eşin mirasçılarından birisi boşanma davasına devam ederek, vasiyetname alacaklısı eşin kusurlu olduğunu ispat ederse aksi vasiyetnameden anlaşılmadığı takdirde kendisine sağlanan hakkı kaybeder.

    boşanma davasında velayet

    Boşanma Sonucunda Çocukların Velayeti

    Hakim, boşanma sonucunda çocukların velayetine karar verirken; çocukların menfaatini göz önünde bulundurarak bir karar vermek durumundadır. Velayet konusu karara bağlanırken incelenen esas kriterler çocuğun hangi tarafa bırakıldığı takdirde daha iyi yetiştirileceği ve bakılacağı, eğitim ve öğreniminin daha iyi sağlanacağıdır. Bu sebeple çocuğun menfaatini gerektiriyorsa hakim, çocuğu mali durumu daha kötü olan, hatta boşanma davasında kusurlu bulunan tarafa bile verebilir. Ancak boşanma; akıl hastalığı, terk, küçük düşürücü bir suçtan dolayı mahkumiyet veya haysiyetsiz yaşam sürme gibi bir sebeple gerçekleşiyorsa bu durumda hakim, çocuğu akıl hastası ya da suçlu olan tarafa bırakmamalıdır. Hakimin, velayeti kime vereceğini tespit etmek için çocuğu bizzat dinlemesinde büyük yarar vardır.

    Boşanan taraflar velayetin içlerinden birine verilmesi konusunda anlaşmış olsalar dahi bu anlaşma hakim için bağlayıcı değildir. Hakim bu anlaşmaya rağmen anlaşmanın tam aksine bir karar verebilir.

    Çocuk kendisine bırakılmış taraf ölürse velayet kendiliğinden diğer tarafa geçmez. Bunun için hakimin uygun görerek velayet hakkını diğer tarafa vermesi gerekir. Hakim, uygun görmediği takdirde ise çocuğa vasi atar.

    Boşanma Sonucunda Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulması

    Ana veya babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde; çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

    Ana babadan her biri, diğer ebeveynin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Ana veya baba kendisine yüklenen sorumluluklara aykırı davrandığı takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.

    Boşanma Sonucunda İştirak Nafakası

    Velayet kendisine bırakılmamış olan taraf, çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitimi ve ihtiyaçlarına katılmak adına mali gücü oranında boşanma sonucunda iştirak nafakası ödemekle yükümlüdür. İştirak nafakası velayeti alan eş tarafından talep edilmemiş olsa dahi hakim, velayet kendisine verilmemiş olan tarafı kendiliğinden bu nafakaya hükmetmekle yükümlüdür. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, yani mali gücü oranında, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.

    Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz. Avukat Feyza Hazar Bursa’da müvekkillerine boşanma davalarında avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

    0537 925 38 39

    AVUKAT FEYZA HAZAR

    HAZAR HUKUK BÜROSU