Ana Sayfa Blog

Boşanma Davasında Nafaka Türleri Nelerdir?

Boşanmada nafaka türleri
Boşanma davasında nafaka türleri nelerdir?

Nafaka, en kısa deyimle maddi gücü zayıf eşin ihtiyaçlarını devam ettirebilmek için boşanma sonucunda ya da boşanma sürecinde mahkeme kararıyla maddi durumu daha güçlü olan eşten aldığı paradır. Nafaka, yasa gereği haczedilemez ve zamanaşımına uğramaz bu sebeple nafaka yükümlüsünden birikmiş nafaka miktarı her zaman mahkemeye başvurarak talep edilebilir. Bu makalemizde boşanma davasında nafaka türlerini ve hangi şartlarda bu nafakaya hükmedilebileceğini detaylıca açıklayacağız. TMK’da nafaka türleri; yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, tedbir nafakası, yardım nafakası olarak 4’e ayrılmaktadır.

Nafaka Türleri Nelerdir ve Hangi Şartlarda Nafakaya Hükmedilir?

TMK’da boşanma davasında nafaka türleri; yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, tedbir nafakası, yardım nafakası olarak 4’e ayrılmaktadır. Boşanma davasında nafaka türlerini ve hangi şartlarda bu nafakaya hükmedileceğini aşağıda sırasıyla inceleyeceğiz.

Yoksulluk Nafakası Nedir?

Boşanma kararının kesinleşmesiyle beraber boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa, boşanmada kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer tarafça süresiz olarak ödenen nafaka türüne yoksulluk nafakası adı verilmektedir. Yoksulluk nafakasında kusur, önemli bir faktördür. Burada kusur oranını belirleyecek kişi hakimdir. Tarafların eşit kusurlu olması ya da nafaka borçlusunun (diğer tarafın) hiç kusurunun olmaması durumunda dahi hakim yoksulluk nafakasına hükmeder.

Hakimin, taraflardan birini boşanma sonucunda yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için belli şartların oluşmuş olması gerekmektedir;

  • Yoksulluğa düşecek olan taraf yoksulluk nafakası talep ettiğine dair istemde bulunmalıdır.
  • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın kusuru, diğer tarafın kusurundan ağır olmaması gerekir. Buna karşılık nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şartı aranmaz.
  • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan taraf, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya olmalıdır.
  • Nafaka talebinin miktarı nafaka yükümlüsünün mali gücüyle doğru orantılı olmalıdır.

Bu şartlar oluştuğu takdirde hakim, yoksulluğa düşecek olan tarafın yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verecektir. Boşanma davasında yoksulluk nafakası maddi gücü zayıf olan tarafı etkileyeceği için boşanma davası sürecinin boşanma davalarında tecrübeli bir avukat ile takip edilmesi önem arz etmektedir.

İştirak Nafakası Nedir?

Boşanma kararının kesinleşmesiyle beraber velayet hakkını alan eşin velayet hakkına sahip olmayan eşten; çocuğun eğitim, sağlık, barınma, giyim v.b her türlü ihtiyacını karşılamak için aldığı nafaka türüne iştirak nafakası adı verilmektedir. Boşanan eşlerden velayet kendisinde kalmayan eş, maddi imkanları doğrultusunda iştirak nafakası miktarını karşılamakla yükümlüdür.

İştirak nafakası; velayeti alan eş tarafından talep edilmemiş olsa dahi hakim, velayet kendisine verilmemiş olan tarafı kendiliğinden (re’sen) iştirak nafakasına hükmetmekle yükümlüdür. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, yani mali gücü oranında, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.

Tedbir Nafakası Nedir?

Boşanma davası sürecinde maddi gücü zayıf olan eşin ve çocuğun, temel ihtiyaçlarını gidermeleri için maddi gücü daha iyi olan eşten talep ettiği nafaka türüne tedbir nafakası adı verilmektedir. Hakim maddi gücü olmayan taraf lehine tedbir nafakasına hükmetmek için boşanma davası sürecinde diğer tarafın kusurunu aramaz ve bu aşamada maddi gücü olmayan taraf lehine tedbir nafakasına hükmeder. Tedbir nafakası aslında boşanma davası devam ederken tarafların maddi olarak zorluğa düşmesini önlemek amacıyla mahkemece alınan geçici bir tedbirdir. Boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakası sona erer.

Yardım Nafakası Nedir?

Bu nafaka türünün boşanma davası ile bir ilgisi yoktur. Bir kişinin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy, üstsoy ya da kardeşlerine ödediği nafaka türüdür.

Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

 

 

Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer
Boşanma davası ne kadar sürer?

Müvekkillerimizden tarafımıza sıklıkla sorulan sorulardan birisi de boşanma davası ne kadar sürer? sorusudur. Açılacak olan boşanma davasının ne kadar süreceğini belirleyen temel husus boşanma davasının türüdür. Boşanma davaları tür olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olarak 2’ye ayrılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davaları çok kısa sürelerde sonuçlanırken çekişmeli boşanma davaları uzun yıllar sürebilmektedir.

Aşağıda ayrıntılı olarak boşanma davalarının türüne göre ne kadar sürebileceğine değineceğiz.

Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Taraflardan biri boşanmak istiyor diğeri istemiyor ise ya da taraflar boşanmanın hukuki sonuçlarında anlaşamıyor ise (nafaka, velayet, tazminat, mal rejimi v.b) açılacak davanın türü çekişmeli boşanma davasıdır. Müvekkillerimiz tarafımıza sıklıkla çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer? sorusunu sormaktadır. Şöyle ki çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına kıyasla çok daha uzun sürmektedir.

Çekişmeli boşanma davasının hangi ilde açıldığına göre boşanma davasının ne kadar süreceği değişkenlik gösterebilir. Örneğin Bursa’da açılacak bir çekişmeli boşanma davası ortalama 1-1,5 yıl arası sürmekteyken bu süre İstanbul’da açılacak bir çekişmeli boşanma davasında 1,5-2 yılı bulabilir. Bunun sebebi ise İstanbul’daki boşanma davaları yoğunluğunun Bursa’da boşanma davaları yoğunluğuna kıyasla daha fazla olmasıdır.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Tarafların nafaka, velayet, mal rejimi, maddi ve manevi tazminat gibi konularda kendi aralarında anlaşarak, anlaştıkları hususları anlaşmalı boşanma protokolünde düzenledikleri ve dava dilekçesiyle birlikte mahkemeye sunmak suretiyle açmış oldukları dava türüne anlaşmalı boşanma davası denir. Müvekkillerimiz tarafımıza sıklıkla anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer? sorusunu sormaktadır. Şöyle ki anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına kıyasla çok daha kısa sürmektedir.

Anlaşmalı boşanma davası, tarafların boşanmanın sonuçlarına ilişkin tüm hususlarda anlaşmalarından dolayı genellikle tek celsede sonra ermektedir. Anlaşmalı boşanma davası genellikle 1-1,5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanmaktadır.  Ancak bu süreç bir avukat ile takip edildiği takdirde 10 gün kadar kısa sürede sonuçlanabilmektedir.

Anlaşmalı boşanma davasının hangi ilde açıldığına göre anlaşmalı boşanma davasının ne kadar süreceği değişkenlik gösterebilir. Örneğin Bursa’da açılacak bir anlaşmalı boşanma davası ortalama 1-1,5 ay arası sürmekteyken bu süre İstanbul’da açılacak bir anlaşmalı boşanma davasında 1,5-2 ayı bulabilir. Bunun sebebi ise İstanbul’daki boşanma davaları yoğunluğunun Bursa’da boşanma davaları yoğunluğuna kıyasla daha fazla olmasıdır. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi anlaşmalı boşanma süreci; boşanma davaları ile ilgilenen bir avukat ile takip edildiği durumlarda anlaşmalı boşanma davaları 10 gün kadar kısa bir sürede sonuçlanabilmektedir.

Sonuç olarak, boşanma davalarının süresi, boşanma davasının türüne ve boşanma davasının açıldığı ilin ya da ilçenin yoğunluğuna bağlı olarak değişebilir. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına göre çok daha hızlı sonuçlanır ve boşanma davalarında tecrübe sahibi bir avukatın profesyonel rehberliği bu süreci daha da hızlandırabilir.”

Detaylı bilgi almak için ücreti mukabilinde Bursa’da avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti veren Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

Boşanma Davasını Kim Açarsa Avantajlı Olur?

boşanma davasını ilk kim açarsa avantajlı olur?
boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur?

Müvekkillerimizle ilk görüşme sırasında tarafımıza sorulan en önemli sorulardan biri de boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur? sorusudur. Müvekkillerimiz boşanma davasını ilk kendisinin açması halinde eşine karşı avantaj elde edip etmeyeceği sorusunu biz avukatlara sıklıkla sormaktadırlar. Bu makalemizde boşanma davasını ilk açan tarafın diğer tarafa kıyasla avantaj elde edip etmeyeceği sorusunun cevabını detaylıca açıklayacağız.

Boşanma Davasını İlk Kim Açarsa Avantajlı Olur?

Boşanma davasını ilk açan tarafın daha avantajlı olduğuna yönelik halk arasında yanlış bir bilgi kirliliği mevcuttur. Boşanma davasını açan ilk kişi diğer taraftan daha avantajlı değildir. Çünkü boşanma davasında hakim tarafından değerlendirilecek en önemli kriter ”kusur” dur. Davacı taraf, davasını dayandırdığı boşanma sebebinde davalı tarafın kusurlu olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Davacı taraf, davalı tarafın kusurunu ispat edemediği takdirde açmış olduğu boşanma davası hakim tarafından reddedilir. Sonuç olarak boşanma davasında taraflar ileri sürmüş oldukları iddialarını ispatlamakla yükümlüdürler. Boşanma davasında önemli olan şey davanın süreci ve sonucudur. Davayı ilk kimin açtığının bir önemi ya da davayı ilk açanın bir avantajı yoktur. Çünkü davayı açan tarafın dava dilekçesi davalıya tebliğ edildiğinde davalının bu davaya cevap hakkı olmakla birlikte aynı zamanda şartları oluştuğu takdirde karşı dava açma hakkı da vardır. Kısaca boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur? sorusunun cevabı davayı ilk açan tarafın diğer tarafa kıyasla elde edeceği bir avantajı olmadığıdır.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Davayı Kim Açmalıdır?

Anlaşmalı boşanma; tarafların boşanmanın tüm şartlarında anlaşarak, bu şartları bir anlaşmalı boşanma protokolü ile düzenlemeleri ile mahkemeye başvurarak açtıkları boşanma davası türüdür. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar boşanmanın tüm sonuçlarında anlaştıkları için hakim işin esasına girmeyeceği ve kusur araştırması yapmayacağı için anlaşmalı boşanma davasında davayı kim açarsa avantajlı olur? sorusunun cevabı davayı açan tarafın hiçbir öneminin olmadığı olacaktır. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davasında çekişmeli boşanma davasının aksine davayı kimin açtığının hiçbir önemi yoktur.

Çekişmeli Boşanma Davasında Davayı Kadın Açarsa Avantaj Elde Eder Mi?

Yukarıdaki paragrafta boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur? sorusunu cevapladık ve boşanma davasını ilk açan tarafın usul açısından herhangi bir avantaj elde etmeyeceğini belirttik. Bu kapsamda boşanma davasını ilk açan tarafın diğer tarafa kıyasla usulen elde edeceği bir avantaj yoktur. Ancak ülkemizde boşanma davalarında Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen yasalar gereği kadın, yasalar önünde daha fazla korunmaktadır.

Her ne kadar usulen boşanma davasını ilk açan tarafın diğerine kıyasla bir avantajı olmasa da boşanma davasında kadınlara tanınan hakların kullanımı açısından kadının boşanma davasını ilk açan taraf olması boşanma davası sürecinde elde edebileceği haklarına daha hızlı kavuşmasını sağlar. Örneğin boşanma davasında kadınların haklarından bazıları; kadının tedbir nafakası isteme hakkı, müşterek çocuk varsa kadının müşterek çocuk için tedbiren iştirak nafakası isteme hakkı, kadının ortak yaşanan konutun kendisine tahsis edilmesini isteme hakkı, kadının 6284 sayılı yasa gereği uzaklaştırma ve koruma kararı talep etme hakkı gibi hakları mevcuttur. Kadın çekişmeli boşanma davasını açarken dava dilekçesinde bu hakları talep edebilir ve henüz davanın esasına geçilmeden önce hakim tarafından kadına bu haklar sağlanabilir. Çekişmeli boşanma davasını açan tarafın kadın değil erkek olması durumunda kadın bu haklarına yine kavuşabilir ancak davayı kendisinin açması durumundaki kadar hızlı kavuşamaz. Bu sebeple çekişmeli boşanma ihtimali olan kadınlara boşanma davası sürecinde elde edebileceği haklarına daha hızlı kavuşabilmeleri için çekişmeli boşanma davasını ilk kendilerinin açmasını tavsiye ederiz.

Boşanma davasında kadınların haklarına ilişkin makalemizi okumak için tıklayabilirsiniz.

Boşanma Davasını İlk Kim Açmalı?

Boşanma davasını ilk kim açmalı? , boşanma davasını ilk açtığımda avantaj elde edebilir miyim?, boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur? sorusuna cevap arıyorsanız boşanma davasında haklarınızı öğrenmek için bir boşanma avukatından tavsiye ve danışmanlık almanızı tavsiye ederiz. Özellikle şiddet gören ve boşanma davasında uzaklaştırma ve koruma kararı talep edecek kadınların bir boşanma avukatının hukuki desteğine başvurması oldukça önemlidir. Hazar Hukuk Bürosu olarak boşanma davalarına ilişkin tüm hukuki süreci yönetmekteyiz.

Detaylı bilgi almak için ücreti mukabilinde Bursa’da avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti veren Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

 

Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse Ne Olur?

Kadın boşanma davası açar erkek boşanmak istemezse
Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse

Müvekkillerimizden tarafımıza sıklıkla gelen sorulardan biri de kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse ne olur? sorusudur. Bu yazımızda kadının boşanma davası açıp erkeğin boşanmak istememesi, kadının boşanma davası açıp erkeğin boşanma davasını kabul etmemesi hallerinde ortaya çıkabilecek hukuki sonuçları anlatacağız.

Tarafların büyük hayallerle kurdukları evlilik birliği ne yazık ki her zaman istedikleri gibi gitmeyebilir. Ya da taraflardan biri için evlilik birliği istediği şekilde devam ederken bir diğeri için istediği şekilde devam etmiyor olabilir. Bu durumda evlilik birliğini devam ettirmek istemeyen taraf diğer tarafa boşanma talebini ilettiğinde diğer taraf boşanmak istemeyebilir. Bunun sonucunda taraflar boşanma konusunda anlaşma sağlayamadıkları takdirde açılacak boşanma davası türü çekişmeli boşanma davası olacaktır.

Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse Ne Olur?

Boşanma davası tür olarak çekişmeli boşanma davası ve anlaşmalı boşanma davası olarak ikiye ayrılmaktadır. Kadının boşanmak istediği ancak erkeğin boşanmak istemediği durumda kadının açacağı boşanma davasının türü çekişmeli boşanma davası olacaktır. Kadın çekişmeli boşanma davası açarsa erkek kabul etmezse bu durumun hakim tarafından hiçbir hukuki bağlayıcılığı yoktur. Çekişmeli boşanma davasında önem arz eden temel unsur kadının TMK’da sayılmış olan boşanma sebeplerinden birinin varlığını ve erkeğin kusurunu ispat edebilmesidir. TMK’da sayılan boşanma sebeplerinden birinin varlığı ve erkeğin kusuru kadın tarafından ispat edilebildiği takdirde erkek boşanmak istemese bile hakim boşanma kararı verecektir. Bu sebeple kadın boşanma davası açarsa erkek kabul etmezse ne olur? sorusuna vereceğimiz cevap; boşanma sebeplerinin varlığı ve erkeğin kusuru boşanma davası sürecinde kadın tarafından ispat edildiği takdirde erkek boşanmak istemese dahi hakim boşanma kararı verecektir.

Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse Boşanma Davası Reddedilir Mi?

Kadın boşanma davası açarsa erkek kabul etmezse ve boşanmak istemediğini söylerse hakim tarafından boşanma davası reddedilmez ve davaya devam edilir. Erkek boşanmak istemediğini ve eşini sevdiğini söylemesi durumunda dahi çekişmeli olarak açılan boşanma davası devam eder. Yukarıdaki paragrafta açıkladığımız gibi TMK’da yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığı ve erkeğin kusuru kadın tarafından boşanma davası sürecinde ispat edildiği takdirde erkek boşanmak istemese dahi hakim boşanma kararı verecektir. Erkeğin boşanma davasını kabul etmemesi boşanma davasının sonucunu değiştirmemekle birlikte sadece boşanma davasının süresini uzatabilir. Ancak, kadın TMK’da sayılan boşanma sebeplerinden birinin varlığını ve erkeğin kusurunu ispat edemezse bu durumda boşanma davası hakim tarafından reddedilecektir. Bu durumda boşanma davası açmayı düşünen kadının boşanma davası sürecini boşanma avukatı ile takip etmesinde fayda vardır. Çünkü kadının açtığı boşanma davasında erkek boşanmak istemez ve kadın, erkeğin kusurunu ispatlayamazsa boşanma davası hakim tarafından reddedilir ve bu durum kadın için geri dönülemez hak kayıplarına sebebiyet verebilir.

Kadın Boşanma Davası Açar Erkek Kabul Etmezse Kadın Nafaka Alabilir Mi?

Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse kadın nafaka alabilir mi? sorusu müvekkillerimizden yine sık duyduğumuz sorulardandır. Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse, kadınlar genellikle nafaka alamayacağını düşünerek boşanma davası sürecinde maddi kaygılar güderek boşanma davası açmaktan vazgeçmeyi dahi düşünmektedirler. Ancak kadının boşanma davası sürecinde alacağı nafakanın erkeğin davayı kabul etmesi ya da etmemesi ile hiçbir ilgisi yoktur.

Kadının boşanma davası süresince alacağı nafakanın türü tedbir nafakasıdır. Boşanma davasının sonuçlanması ile alacağı nafakanın türü ise yoksulluk nafakasıdır. Kadın lehine hükmedilecek her iki nafaka türü için de hakimin göz önünde bulundurduğu temel kriter kadının dava sürecinde ve dava sonucunda yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunmasıdır. Bu durumda hakim kadın lehine nafakaya hükmedecektir. Ancak şu durum da unutulmamalıdır ki kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için dava sonucunda kadının kusuru erkeğin kusurundan fazla olmamalıdır. Kadının kusurunun erkeğin kusurundan fazla olması durumunda hakim kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmetmeyecektir. Ancak bu durum boşanma davası sürecinde geçerli değildir. Boşanma davası sürecinde tarafların kusur oranları belirlenmeksizin kadının yoksulluğa düşme tehlikesi varsa hakim kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin karar verecektir. Her iki durumda da nafakanın miktarı erkeğin ve kadının ekonomik durumuna göre belirlenecektir. Kısacası kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse dahi şartlar oluştuğu takdirde kadın nafaka alabilir. Erkeğin boşanma davasını kabul etmemesinin kadın lehine hükmedilecek nafaka kararı ile hiçbir bağlantısı yoktur.

kadın boşanma davası açar erkek boşanmak istemezse
Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse

Kadın Boşanma Davası Açar Erkek Kabul Etmezse Dava Uzar Mı?

Tarafların boşanma konusunda ve boşanmanın sonuçlarında anlaşmaları durumunda açılacak dava türü anlaşmalı boşanma davasıdır. Ancak tarafların boşanma konusunda anlaşamamaları durumunda açılacak dava çekişmeli boşanma davasıdır. Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse boşanma davası türü çekişmeli boşanma davası olacağından anlaşmalı boşanma davası ile kıyaslandığında süreç daha uzun olacaktır. Ancak dava sonucunda kadın, TMK’da sayılan boşanma sebeplerinden birinin varlığını ve erkeğin kusurunu ispatladığı takdirde hakim boşanma kararı verecektir.

Erkek Boşanma Davasına Gelmezse Ne Olur?

Boşanma davasını açan tarafın davayı takip etme zorunluluğu vardır. Örneğin boşanma davasını açan taraf kadınsa ve davayı boşanma avukatı ile takip etmiyorsa bizzat kendisi boşanma davasını takip etmek zorundadır. Boşanma davasını açan taraf boşanma davasını takip etmediği ve duruşmaya katılmadığı durumda hakim düşme kararı verecektir. Ancak davalı için durum aynı değildir. Davalı, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen boşanma davasının duruşmalarına katılmadığı durumda hakim düşme kararı vermez ve boşanma davası davalının yokluğunda devam eder. Davalı taraf yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. Kısacası boşanma davasında erkek boşanma davasına gelmezse, davacı kadın boşanma davasını devam ettirdiği sürece boşanma davası devam eder ve davalı erkek duruşma sırasında yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.

Eşlerden Biri Boşanmak İstemiyorsa Dava Nasıl İlerler?

Eşlerden biri boşanmak istemiyorsa boşanma davası çekişmeli olarak açılacaktır ya da devam edecektir. Eşlerden biri boşanmak istemediği takdirde boşanmak istemeyen taraf bazen boşanma davasının reddedileceği ve boşanmayacağı düşüncesine kapılmaktadır. Bu da çoğu zaman davalı konumdaki eş olmaktadır. Ancak bu doğru değildir. Eşlerden biri boşanmak istemez ve boşanmak istemediğini mahkeme huzurunda dile getirse dahi boşanma davası, davacı davasına devam ettiği sürece devam edecektir. Boşanmak isteyen taraf TMK’da sayılan boşanma sebeplerinden birinin varlığını ve diğer tarafın kusurunu delillerini ve tanıklarını ortaya koyarak ispatladığı takdirde hakim boşanma kararı verecektir. Kısacası eşlerden biri boşanmak istemiyorsa dahi davacı davasına devam ettiği sürece boşanma davası devam edecek ve neticede sonuçlanacaktır.

Kadının Boşanma Davasında Hakları Nelerdir?

Kadının boşanma davasında talep edebileceği bir çok hakkı vardır.  Kadın boşanma davası açarsa ve erkek kabul etmezse bu durum, kadının mahkemeden talep edebileceği hiçbir hakkını kısıtlamaz. Kadının boşanma davasında talep edebileceği hakları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Kadın, ziynet eşyalarına yönelik hak talebinde bulunabilir.
  • Kadın, evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara ilişkin hak talebinde bulunabilir.
  • Kadın, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
  • Kadın, boşanmak istediği eşi ile olan müşterek çocuğunun bakım ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için iştirak nafakası talebinde bulunabilir.
  • Kadın, boşanmak istediği eşinden kendi geçimini sağlamak için yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir.
  • Kadın, boşanma davası sürecinde maddi olarak hayatını devam ettirebilmek için kendisi ve müşterek çocuğu için tedbir nafakası talebinde bulunabilir.
  • Kadın, boşanmak istediği eşinden olan müşterek çocuk için velayet talebinde bulunabilir.
  • Kadın, ev eşyalarına ve çeyizlerine ilişkin hak talebinde bulunabilir.
  • Kadın, ortak konutun kendisine tahsis edilmesine ilişkin talepte bulunabilir.
  • Kadın, 6284 sayılı kanundan kaynaklanan koruyucu tedbirlerin uygulanması talebinde bulunabilir.

Boşanma davasında kadınların hakları nelerdir? konulu ayrıntılı yazımızı linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

Detaylı bilgi almak için ücreti mukabilinde Bursa’da avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti veren Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

 

Boşanma Davaları Hakkında Her Şey

boşanma davaları hakkında merak edilen herşey
boşanma davaları hakkında merak edilen herşey

Boşanma Nedir?

Boşanma, evliliği sona erdiren sebeplerden yalnızca biridir. Resmiyette var olan bir evliliğin hakim kararı ile sonlandırılmasına boşanma adı verilir.

Boşanma Avukatı Kimdir?

Halk arasında her ne kadar boşanma avukatı olarak söylense de hukukumuzda boşanma avukatı ya da ceza avukatı gibi ayrımlar söz konusu değildir. Ancak bazı avukatlar boşanma davalarında daha tecrübeli olduklarından boşanma avukatı şeklinde bilinmektedirler. 

Boşanma Davalarında Avukat Tutmak Zorunlu Mudur?

Öncelikle belirtmeliyiz ki boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak boşanma gibi duygusal olarak yıpratıcı bir süreçte profesyonel destek almak çok önemlidir. Boşanma davasının avukat ile takip edilmemesi durumunda dava sonucunda verilen kararların sonuçları taraflar için bazen oldukça ağır olabilmektedir.

Boşanma Davalarında Devlet Bana Avukat Verir Mi?

Haklarını aramak isteyen ancak maddi imkanı olmayan kişiler için Adli Yardım Büroları mevcuttur. Adli yardım sisteminde; avukatlık ücretinin yanı sıra dava açmak için dahi maddi imkanı bulunmayan kişilerin ücret ödemeden hukuki yardım alması amaçlanmaktadır.

Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Boşanma davaları aile mahkemelerinde görülmektedir. Ancak aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde de boşanma davası açılabilmektedir.

Boşanma Davası Nerede Açılır?

Boşanma davalarında yetkili mahkeme; eşlerin dava açılmadan önceki son altı aydan beri ikamet ettikleri evlerinin bulunduğu yerdeki mahkeme ya da eşlerden birinin ayrı olarak ikamet ettiği yer mahkemesidir. Dolayısıyla taraflardan her ikisi de ikametgahının bulunduğu yerde bulunan aile mahkemesinde boşanma davası açabilecektir.

Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Boşanma davalarında süreyi belirleyen boşanmanın türüdür. Anlaşmalı boşanma davası ile çekişmeli boşanma davası süre olarak da birbirinden farklıdır. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede karar verilen boşanma davalarıdır. Ancak yoğunluğa bağlı olarak birkaç ay içerisinde de sonuçlanabilmektedir. Çekişmeli boşanma davaları ise çok daha uzun süren davalardır. Çekişmeli boşanma davaları genellikle 1-1,5 yıl içerisinde sonuçlanmaktadır. Ancak bazen de istinaf ve temyiz ile birlikte yaklaşık olarak 3-4 yıl gibi bir zaman dilimini bulabilmektedir.

Taraflardan Biri Boşanmak İstemiyorsa Boşanma Davası Açılabilir Mi?

Yasal olarak boşanma sürecini başlatmak için her iki tarafın da boşanmak istemesi gerekli değildir. Eşlerden birinin boşanma talebi boşanma davası açmak için yeterli bir sebeptir. Taraflardan biri boşanmak istemiyor ise bu dava çekişmeli boşanma davası kapsamında değerlendirilir. Boşanma talebinde bulunan taraf boşanma davasında yetkili olan Aile Mahkemesine başvurarak boşanma sürecini başlatabilir.

Boşanma Davasının Türleri Nelerdir?

Boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere iki türdür.

anlaşmalı boşanma nedir
anlaşmalı boşanma nedir

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Tarafların nafaka, velayet, mal rejimi, maddi ve manevi tazminat gibi konularda kendi aralarında anlaşarak anlaştıkları hususları anlaşmalı boşanma protokolünde düzenledikleri ve dava dilekçesiyle birlikte mahkemeye sunmak suretiyle açmış oldukları dava türüne anlaşmalı boşanma davası denir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Açmanın Şartları Nelerdir?

Tarafların anlaşmalı boşanma davası açabilmeleri için TMK’da bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar şu şekildedir;

  • Tarafların en az 1 yıl evli kalmış olmaları gereklidir. Bu süre dolmamış ise anlaşmalı boşanma davası açılamaz.
  • Her iki taraf da anlaşmalı boşanmayı kabul etmiş olmalıdır.
  • Taraflar, boşanmanın sonuçlarına ilişkin tüm hususlarda anlaşmış olmalıdır.
  • Anlaşmalı boşanma protokolünü her iki tarafın da imzalaması gereklidir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nedir?

Tarafların, anlaşmalı boşanmalarının şartlarını (nafaka, velayet, mal rejimi, maddi ve manevi tazminat v.b) düzenledikleri ve kendi aralarında bu şartları kabul ederek imzaladıkları protokole “anlaşmalı boşanma protokolü” adı verilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünü Avukat Mı Hazırlamalıdır?

Anlaşmalı boşanma protokolünün mutlaka bir avukat tarafından hazırlanma zorunluluğu yoktur. Ancak tarafların internet üzerinden buldukları ve kendi çabaları ile hazırlamaya çalıştıkları anlaşmalı boşanma protokolünde boşanmanın tüm sonuçlarının belirtilmemesi durumunda taraflar, açmış oldukları anlaşmalı boşanma davasında hak kaybına uğrayabilirler. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davası açmak isteyen tarafların boşanma hukuku alanında çalışan bir avukat yardımı almaları hak kaybına uğramamaları adına önemlidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Tarafların mal rejimi, nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat gibi konularda kendi aralarında anlaştıktan sonra bir anlaşmalı boşanma protokolü ile dava dilekçesi hazırlamak suretiyle anlaşmalı boşanma davası açılır. Boşanmak isteyen eşlerden biri; anlaşmalı boşanma protokolü, iki nüsha dava dilekçesi ve nüfuz cüzdanı fotokopisini ekleyerek istediği yer mahkemesinde harç ve masrafları ödedikten sonra anlaşmalı boşanma davası açabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Açmak İçin Hangi Belgeler Gereklidir?

Anlaşmalı boşanma için gereken belgeleri şu şekilde sıralamak mümkündür;

Anlaşmalı Boşanma Davası Açabilmek İçin 1 Yıllık Evli Kalma Şartı Zorunlu Mudur?

Türk Medeni Kanunu’na göre 1 yıllık evlilik süresi dolmadan anlaşmalı boşanma davası açılamaz. Ancak Medeni Kanun kapsamında yer alan onur kırıcı davranış, zina, haysiyetsiz yaşam, şiddetli geçimsizlik, akıl sağlığını yitirme ya da evi terk etme gibi sebepler var ise çekişmeli boşanma davası şeklinde dava açılabilir ve çekişmeli boşanma süreci başlatılabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?

Anlaşmalı boşanma davası, tarafların boşanmanın sonuçlarına ilişkin tüm hususlarda anlaşmalarından dolayı genellikle tek celsede sonra ermektedir. Anlaşmalı boşanma davası en fazla 1-1,5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanmaktadır.  Ancak bu süreç bir avukat ile takip edildiği takdirde 10 gün kadar kısa sürede sonuçlanabilmektedir.

Altı (6) Aylık Evli Taraflar Anlaşmalı Boşanma Davası Açabilir Mi?

6 aydır evli olan tarafların anlaşmalı boşanma davası açılabilmeleri için Türk Medeni Kanunu uyarınca 1 yıl evli kalmış olmaları gerekmektedir. Bu sebeple 6 aylık evli tarafların anlaşmalı boşanma davası açabilmeleri mümkün değildir. Ancak 6 aylık evli tarafların çekişmeli boşanma davası açabilmeleri mümkündür. Açılan çekişmeli boşanma davası devam ederken 1 yıllık evlilik süresi dolmuşsa taraflar kendi aralarında anlaşarak mahkemeye sunmuş oldukları anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca anlaşmalı olarak boşanabilirler.

Anlaşma Protokolü Sunulması Kusurlu Olunduğunu Gösterir Mi?

Boşanma konusunda davayı açan tarafın anlaşma protokolünü sunması bu tarafın salt olarak kusurlu olduğuna karine teşkil etmez. Örnek verecek olursak erkeğin boşanma davasını anlaşmalı olarak açması ve boşanma konusunda anlaşma protokolü sunması şiddetli geçimsizliğin varlığına ya da tarafların eşit kusurlu olduklarına yönelik karine teşkil etmez.

Anlaşmalı Boşanma Davası Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönmesi mümkündür. Taraflardan biri ya da her ikisinin anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilen şartlarda anlaşamamaları, boşanma kararının kesinleşmesine kadar anlaşmalı boşanmadan vazgeçmeleri ya da anlaşmalı boşanma kararına itiraz etmeleri durumlarında anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönmesi durumu söz konusu olacaktır.

Çekişmeli Boşanma Davası Anlaşmalı Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına göre çok daha uzun sürmektedir. Haliyle de bu uzun süreçte eşler boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmaya varabilirler. Bu durumda taraflar, aralarında bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlarlar. Taraflar bu anlaşmalı boşanma protokolünü imzalayarak çekişmeli boşanma davasının devam ettiği mahkemeye sunarlar ve böylece anlaşmalı olarak kısa sürede boşanabilirler.

çekişmeli boşanma nedir
çekişmeli boşanma nedir

Çekişmeli Boşanma Nedir?

Taraflardan birinin ya da her ikisinin boşanma ya da boşanma sonucunda gerçekleşen şartlar konusunda anlaşma sağlayamadığı durumlarda çekişmeli boşanma davası açılır. Kısacası aşağıdaki durumlar söz konusu olduğunda çekişmeli boşanma davası açılmaktadır;

  • Taraflardan biri boşanmak istiyor diğeri istemiyor ise
  • Taraflar boşanmanın hukuki sonuçlarında anlaşamıyor ise (nafaka, velayet, tazminat, mal rejimi v.b)

çekişmeli boşanma davası açılabilir.

Çekişmeli Boşanma Mı Daha İyidir Anlaşmalı Boşanma Mı?

Boşanma süreci taraflardan her ikisi için de oldukça yıpratıcı bir süreçtir. Hele ki tarafların evliliğinden müşterek çocukları da varsa bu süreç daha yıpratıcı olmaktadır. Anlaşmalı boşanma davası; tarafların anlaşmaları ve sürecin kısa sürede tamamlanması açısından çekişmeli boşanma davasına göre çok daha mantıklı bir boşanma türüdür. Tabi ki bu noktada tarafların, boşanmanın tüm şartlarında anlaşabiliyor olmaları gerekmektedir. Ancak taraflardan birinin boşanmak istememesi ya da tarafların, boşanmanın şartları konusunda anlaşamamaları durumunda çekişmeli boşanma ne yazık ki tek çare olacaktır.

Çekişmeli Boşanma Davası Açarken Hangi Belgeler Gereklidir?

Boşanma davası açabilmek için boşanma dava dilekçesinin hazırlanmış olması ve bu dilekçeye nüfus cüzdanı fotokopisinin eklenmiş olması gerekmektedir. Boşanma davasını açacak olan taraf saymış olduğumuz belgeler ile birlikte adliyenin içinde yer alan tevzi bürosuna başvuracaktır. Gerekli belgeler tevzi bürosuna teslim edilip harçlar ödendiği takdirde çekişmeli boşanma davası açılmış olacaktır.

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davasını açacak olan taraf, saymış olduğumuz belgeler ile birlikte kendi ikametgahının bulunduğu yahut eşiyle birlikte son 6 aydır oturduğu aile konutunun bulunduğu yerdeki şehrin aile mahkemesine giderek dava dilekçesi vermek suretiyle çekişmeli boşanma davası açabilir. Ancak taraflar dilerse bir boşanma avukatına vekâlet vererek de boşanma davası açabilirler.

Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına göre çok daha uzun sürmektedir. Ancak ortalama bir süre belirtmek gerekirse çekişmeli boşanma davaları 1-1,5 yıl arasında sonuçlanmaktadır.

Çekişmeli Boşanma Davasını İlk Kim Açmalıdır?

Geçerli boşanma sebebi olan taraf, boşanma davalarında tecrübeli bir avukat yardımıyla yahut kendisi mahkemeye başvurarak boşanma davasını açabilir. Boşanma davasını ilk kimin açtığının bir önemi yoktur. Çünkü boşanma davasını önce açmayan taraf; kendisine açılmış boşanma davasına, karşı dava açabilme hakkına sahiptir.

Çekişmeli Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Avantajlı Mıdır?

Hayır. Boşanma davasını açan ilk kişi daha avantajlı değildir. Çünkü boşanma davasında hakim tarafından değerlendirilecek en önemli kriter ”kusur” dur. Davacı taraf, davasını dayandırdığı boşanma sebebinde davalı tarafın kusurlu olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Davacı taraf, davalı tarafın kusurunu ispat edemediği takdirde açmış olduğu boşanma davası hakim tarafından reddedilir. Sonuç olarak boşanma davasında taraflar ileri sürmüş oldukları iddialarını ispatlamakla yükümlüdürler. Boşanma davasında önemli olan şey davanın süreci ve sonucudur. Davayı ilk kimin açtığının bir önemi ya da davayı ilk açanın bir avantajı yoktur.

Boşanma Davası Dilekçesinde Gerekçe Göstermek Gerekir Mi?

Anlaşmalı boşanma tarafların anlaşmaya vardıkları ve boşanma sonuçları konusunda mutabık kaldıkları boşanma türü olduğu için dava dilekçesinde gerekçe gösterme zorunluluğu yoktur. Ancak çekişmeli boşanma dava dilekçesinde gerekçe gösterme zorunluluğu bulunmaktadır.

Boşanma Davası Açmadan Önce Mal Kaçırma Halinde Ne Yapabilirim?

Boşanma davası açılmadan önce eşlerin birbirinden boşanma davası açılacağının sinyalini alması ile birlikte birbirlerinden mal kaçırma işlemlerine başlamalarına uygulamada sıkça rastlanmaktadır. Bu sebeple bu gibi mal kaçırma işlemlerinin önüne geçmek tarafların bilgisini aşabilmektedir. Tarafların birinin üzerinde bulunan taşınmazın satışının engellenmesi, taraflardan birinin üzerinde bulunan aracın devrinin engellenmesi, tarafların bankalarında bulunan paranın çekilmesinin engellenmesi gibi işlemler biz avukatların teknik bilgisi ve takibini gerektirmektedir. Bu sebeple boşanma öncesinde haklarınızı öğrenmek ve mal kaçırma durumlarına karşı gereken tedbirleri alabilmek için bir boşanma avukatından hukuki danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.

Boşanmada Kadınların Ne Gibi Hakları Vardır?

Kadın ve erkek kanunlar önünde eşit olmakla birlikte, boşanma davalarında kadınlar bir çok hakka sahiptir. Bu hakları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;

  • Kadının Tedbir Nafakası Hakkı
  • Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı
  • Kadının Yoksulluk Nafakası Hakkı
  • Çocuk İçin İştirak Nafakası Hakkı
  • Kadının Maddi Tazminat Hakkı
  • Kadının Manevi Tazminat Hakkı
  • Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı
  • Kadının Mehir Hakkı
  • Mal Rejiminden Doğan Haklar
  • Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı
  • Müşterek Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı
  • Kadının Velayet Hakkı
  • Ortak Konutun Eşlerden Birine Tahsisi
  • Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı
  • Kişisel Eşyalarını Talep Etme Hakkı
  • Ev Eşyalarını Talep Etme Hakkı
  • Boşanan Kadının Soy Adı
  • 6284 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı
  • Ücretsiz Avukat Talep Etme Hakkı

Boşanma davasında kadınların hakları konusundaki detaylı yazımızı okumak için tıklayabilirsiniz.

Boşanmada Erkeklerin Ne Gibi Hakları Vardır?

Kadın ve erkek kanunlar önünde eşit olmakla birlikte, boşanma davalarında erkekler bir çok hakka sahiptir. Bu hakları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;

  • Yoksulluğa Düşüyorsa Nafaka Talep Etme Hakkı
  • Çocuk İçin Tedbir Nafakası Talep Etme Hakkı
  • Çocuk İçin İştirak Nafakası Talep Etme Hakkı
  • Ortak Konutun Eşlerden Birine Tahsisi
  • Müşterek Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı
  • Erkeğin Maddi Tazminat Hakkı
  • Erkeğin Manevi Tazminat Hakkı
  • Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı
  • Erkeğin Velayet Hakkı
  • Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı
  • 6284 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı
  • Ücretsiz Avukat Talep Etme Hakkı
  • Kişisel Eşyalarını Talep Etme Hakkı
  • Ev Eşyalarını Talep Etme Hakkı
  • Mal Rejiminden Doğan Haklar
boşanma sebepleri nelerdir?
boşanma sebepleri nelerdir?

Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Aşağıdaki sebeplerin bulunması halinde boşanma davası açılabilmektedir.

  • Zina (Aldatma)
  • Hayata kast
  • Kötü muamele
  • Onur kırıcı davranış
  • Haysiyetsiz hayat sürme
  • Evi terk etme
  • Akıl hastalığı
  • Şiddetli geçimsizlik
  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
  • Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi
  • Fiili Ayrılık
  • Anlaşmalı Boşanma

Özel Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre özel boşanma sebepleri aşağıda sıralanmıştır;

  • Zina (Aldatma)
  • Hayata Kast Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
  • Haysiyetsiz Yaşam Sürme ve Suç İşleme
  • Akıl Hastalığı
  • Terk

Zina Sebebiyle Boşanma Nedir?

Evli eşler arasında evlenme ile beraber birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü doğar. Eşlerden birinin evlilik sonrası sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak zina etmesi durumunda diğer eş zina (aldatma) sebebiyle boşanma davası açabilir. Cinsel sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak diğer eşe zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı vermektedir.

Hayata Kast ve Pek Kötü Davranış Sebebiyle Boşanma Nedir?

Eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi ya da kendisine kötü davranışta bulunması sebebiyle diğer eş tarafından hayata kast ve pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açılabilir. Dava açmaya hakkı olan taraf boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmesi ile bu davayı açma hakkı düşer ve dava açmaya hakkı olan taraf kusurlu eşi affetmesi durumunda dava açma hakkı ortadan kalkar.

Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Nedir?

Eşlerden birinin diğerine ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunması halinde diğer eş tarafından onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açılabilir. Dava açmaya hakkı olan taraf boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmesi ile bu davayı açma hakkı düşer ve dava açmaya hakkı olan taraf kusurlu eşi affetmesi durumunda dava açma hakkı ortadan kalkar.

Küçük Düşürücü Suç ve Haysiyetsiz Yaşam Sürme Sebebiyle Boşanma Nedir?

Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz yaşam sürmesi halinde diğer eşin onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme sebebiyle açılacak olan boşanma davasında zina ve hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebeplerinde olduğu gibi özel bir hak düşürücü süre mevcut değildir, boşanma davası her zaman açılabilir. Aynı zamanda eşlerden birinin suç işleme veya haysiyetsiz yaşam sürme sebebiyle diğer eşi affetmesi boşanma davası açmaya da engel olmayacaktır.

Terk Sebebiyle Boşanma Nedir?

Eşlerden biri evlilikten doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğer eşi ve evini terk ederse, haklı bir sebebi olmadığı takdirde evine dönmezse, bu durum 6 aydır devam etmekte olup diğer eşin istemi üzerine hakim tarafından yapılan ihtar da sonuçsuz kalırsa terk edilen eş terk sebebiyle boşanma davası açabilir.

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Nedir?

Eşlerden biri akıl hastalığına yakalanır ve evlilik buna bağlı olarak diğer eş için çekilmez hale gelirse, akıl hastalığının geçmesinin imkansız olduğu resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edildiği takdirde bu eş akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açabilir.

Genel Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre genel boşanma sebepleri aşağıda sıralanmıştır;

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
  • Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi
  • Şiddetli Geçimsizlik
  • Fiili Ayrılık

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Nedir?

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri tarafların kendilerinden beklenemeyecek düzeyde temelinden sarsılmış olursa, eşlerden biri boşanma davası açabilir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebepleri Nelerdir?

Tarafların kültürel farklılıkları, tarafların sosyal farklılıkları, tarafların eğitim durumları, tarafların mali durumları, tarafların birbiri ile olan ilişkileri, tarafların çocukları ile olan ilişkileri, tarafların yaşadıkları çevre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanılarak açılan boşanma davasında göz önünde bulundurulması gereken hususlardandır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma sebebi oluşturan davranışları 6 ana başlık altında sıralamak mümkündür;

  • Duygusal (Psikolojik) Şiddet
  • Ekonomik Şiddet
  • Cinsel Şiddet
  • Fiziksel Şiddet
  • Sosyal Şiddet
  • Görsel Şiddet

Psikolojik (Duygusal) Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Psikolojik (duygusal) şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; eşe karşı küçültücü davranmak, alay etmek, eşini aşağılamak, eşini küçük düşürmek, eşe tükürmek, eşini başkaları ile kıyaslamak, eşinin sırlarını açıklamak, eşi hakkında dedikodu çıkarmak, eşine iftira atmak, eşini beğenmemek, eşine suçlayıcı davranmak, eşe hakaret edici davranışlarda bulunmak, eşine karşı sevgisiz davranmak, eşinden sıkıldığını istemediğini iğrendiğini ve bıktığını söylemek, eşinden nefret ettiğini ve evlendiğine pişman olduğunu söylemek, eşe karşı aşırı baskıcı davranmak, eşe karşı aşırı kıskanç davranmak ve kimse ile görüştürmemek, eşini tehdit etmek, eşini uzaklaştırmak, eşini kovmak, eşine karşı aşırı ilgisiz davranmak, eşinin hastalığı ile ilgilenmemek, eşini dışlayıcı davranmak, eşine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunmak, eski sevgilisini ya da nişanlısını unutamadığını açıklamak, evlilik birliği görevlerine aykırı davranmak.. v.b davranışların tümü psikolojik (duygusal) şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Ekonomik Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Ekonomik şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; borçlarını ödememek, aşırı borçlanmak, eve haciz gelmesine sebebiyet vermek, aşırı derecede şans oyunları (kumar, at yarışı, iddia v.b) oynamak, bir işte çalışmamak, eşini zorla çalıştırmak, uygunsuz bir işte çalışmak, eşe bağımsız konut sağlamamak, konutun aboneliklerini iptal ettirmek, evin eşyalarını satmak, eşi kendi ailesiyle birlikte yaşamaya zorlamak, evin kirasını ödememek, eşinin maddi gelirine el koymak, eşinden habersiz taşınmazını satmak ya da devretmek, eşinden habersiz kredi kartını kullanmak.. v.b davranışların tümü ekonomik şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Cinsel Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Cinsel şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; eş ile cinsel ilişkiye girememek, eş ile cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak, doğal olmayan yollardan eşi cinsel ilişkiye zorlamak, eş ile yatağını ayırmak, cinsel suçlamada bulunmak, eşini cinsel yoldan satmaya çalışmak, başkası ile cinsel güveni sarsıcı davranışlarda bulunmak, başka biriyle yaşamak, eve başkasını almak, evlilik dışı çocuğu olmak, başkasıyla cinsel münasebette bulunmak.. v.b davranışların tümü cinsel şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Fiziksel Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Fiziksel şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; eşe karşı doğrudan fiziksel şiddet uygulayarak eşi dövmek, çocukları dövmek, ailesini dövmek, dövülmek, eşi yaralamak, eşi ısırmak, eşini bir odaya kilitlemek, çocukları bir odaya kilitlemek, zorlama içeren çeşitli davranışlarda bulunmak.. v.b davranışların tümü fiziksel şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Sosyal Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Sosyal şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; eşin giyimi konusunda eşi baskılamak, eşin örtünmesi için baskıda bulunmak, eşinin giyimine karşı ailesinin müdahalesine seyirci kalmak, sürekli aşırı içki kullanmak, uyuşturucu kullanmak, çocuk yapma isteğine karşı çıkmak, konuklara karşı konukseverlik göstermemek, tarikat kurmak, tarikata üye olmak, muska büyü ve fal işleri ile uğraşmak, imam nikahlı yaşamak, eşe beddua etmek, eşin namaz kılması için baskıda bulunmak, eşin sosyal ilişkilerini kısıtlamak, tek başına tatile çıkmak, sebepsiz yere sürekli şikayet etmek, eşin eğitim görmesini engellemek, eşi sosyal ortamlarda yalnız bırakmak, eve sürekli arkadaşlarını getirmek, çocuğu habersiz sünnet ettirmek.. v.b davranışların tümü sosyal şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Görsel Şiddetle Evlilik Birliğinin Sarsılması Davranışları Nelerdir?

Görsel şiddet ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik bir çok davranış sıralamak mümkündür. Ancak bazı davranışları sıralayacak olursak; telefon kayıtları, telefonla tehdit, telefonla hakaret, telefonla güven sarsıcı davranışlarda bulunmak, telefonuna şifre koymak, aşırı fazla telefon görüşmelerinde bulunmak, telefon mesaj kayıtları, CD kayıtları, günlük ve mektup kayıtları, televizyon görüntüsü, fotoğraf görüntüsü, beden görüntüsü, internet görüntüsü .. v.b davranışların tümü görsel şiddetle evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik davranışlar olarak sıralanabilir. Bu sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması mümkündür.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Nedir?

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan bir boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşme tarihinden başlayarak 3 yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir.

Aşırı İçki Kullanmak Boşanma Sebebi Midir?

Aşırı içki kullanmak sosyal şiddete yönelik bir davranış olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardan biridir.

Eşimin Beni Dövmesi Boşanma Sebebi Midir?

Eşlerin birbirlerine yönelik doğrudan fiziksel şiddete yönelik tüm davranışları evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Doğrudan fiziksel şiddete yönelik davranışlar “dövmek”, “dövülmek”, “yaralamak”, “fırlatmak”, “ısırmak”, “itmek,” “cisimle vurmak”, “tekmelemek”, “saçını çekmek”, “tırmalamak”, “koparmak”, “üzerine yürümek”, “kaynar su dökmek” gibi davranışlar ile gerçekleşebilir. Saydığımız tüm bu fiziksel şiddet davranışlarının varlığı halinde şiddet görenin vücudunda ispatlanabilecek nitelikte bir darp izi varsa; şiddet gören ilgili yerlere başvurmak suretiyle darp raporu alarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik boşanma davası açarak fiziksel şiddet gördüğü eşinden şikayetçi de olması mümkündür.

darp raporu nasıl alınır
darp raporu nasıl alınır

Eşim Beni Dövdüğünde Nasıl Darp Raporu Alabilirim?

Darp raporu, raporu alan kişinin fiziksel şiddete uğradığını gösterir resmi belge niteliğindedir. Fiziksel şiddete uğrayan kişi darp raporu almak için herhangi bir hastane, polis, jandarma ya da savcılığa başvurarak darp raporu alabilir. Darp raporunun verilmesi için kişinin vücudunda darptan dolayı bir iz bulunması gerekir.

Boşanma Davası Devam Ederken Eşler Barışırsa Ne Yapılması Gerekir?

Boşanma davası devam ederken tarafların barışması ve evliliklerine devam etmek istemeleri gibi durumlar elbette ki olağan durumlardır. Bu durumda davacı taraf, davasından vazgeçtiğine ya da feragat ettiğine dair mahkemeye bir dilekçe vermesi ile birlikte devam eden boşanma davasını sonlandırabilir. Ancak unutulmamalıdır ki vazgeçme ve feragatin sonuçları birbirinden farklıdır. Bu sebeple bir boşanma avukatından hukuki yardım alınmasını tavsiye ederiz.

Boşanma Davasında Tarafların Duruşmaya Katılması Zorunlu Mu?

Tarafların duruşmaya katılması boşanma davasının türüne göre değişkenlik göstermektedir. Çekişmeli boşanma davasında avukatı olan kişinin duruşmaya katılma zorunluluğu yoktur. Kişiyi temsil eden avukatın duruşmaya katılması yeterlidir. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında her iki tarafın da duruşmalarda hazır bulunması gerekmektedir. Taraflardan biri duruşmaya katılmadığında anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.

Boşanma Davamı E-Devlet Uyap Vatandaş Portal Üzerinden Takip Edebilir Miyim?

Elbette ki tüm vatandaşların kendileri hakkında devam eden ve taraf oldukları tüm davaları e-devlet uyap vatandaş portal üzerinden takip edebilmeleri mümkündür. Bu davalara boşanma davaları da dahildir. Bunun için yapılması gereken Google arama butonuna UYAP Vatandaş yazarak, e-devlet ile giriş seçeneğinin seçilmesi ve ilgili bilgileri girdikten sonra açılan sayfada “Sorgulama işlemleri” ardından “Dosya sorgula” kısmına girilmesidir. Bu kısma girdikten sonra yargı türünde hukuk seçeneğini seçerek boşanma davanızın içeriğinde yer alan tüm evrakları görüntüleyebilmeniz mümkündür.

boşanma davasında düğünde takılan altınlar kime ait
boşanma davasında düğünde takılan altınlar kime ait

Boşanma Davasında Düğünde Takılan Altınlar (Takılar /Ziynet Eşyaları) Kime Aittir?

Boşanma davasında düğünde takılan altınların kime ait olduğu sorusu boşanma davalarında sorulan en sık soruların başında gelir. Bu konu ile ilgili bir çok Yargıtay kararı olmakla birlikte Yargıtay bu konu ile ilgili zaman zaman görüş değiştirmiştir. Ancak son olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/240 K. sayılı kararına göre ; “kadına takılan her türlü ziynet eşyası (çeyrek altın, tam altın, bilezik, yüzük, takı seti, kolye, bileklik, köstek) ve para kadına aittir. Ziynet eşyaları veya düğün takıları arasında erkeğe takılanlardan kadına özgü olanlar (kolye, bilezik, takı seti, yüzük, köstek, küpe) kadına; diğer ziynetler (çeyrek altın, tam altın, ata altın, yarım altın) ve paralar ise erkeğe aittir.

Boşanma Davası İle Birlikte Ziynet Eşyalarımı Talep Edebilir Miyim?

Ziynet eşyaları çekişmeli boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava açılarak da talep edilebilir.

Boşanma Davası İle Birlikte Mal Rejimi Davası Açabilir Miyim?

Mal rejiminden doğan haklar boşanma davası ile beraber istenemez. Mal rejiminden doğan alacak haklarının talebi için ayrı bir dava açılmalıdır. Bu davanın görülmesi ve malların tasfiyesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerekir.

Boşanma Davası Açılması İle Birlikte Hemen Tedbir Nafakası Alabilir Miyim?

Boşanma davası açılması durumunda taraflardan herhangi birisi barınmasına, geçinmesine ve çocukların bakımı ve korunmasına ilişkin olarak boşanmak istediği eşinden mahkeme aracılığıyla tedbir nafakası talep edebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus tedbir nafakasını talep eden tarafın bu nafakaya gerçekten ihtiyacının olmasıdır. Hakim, tedbir nafakası talep eden tarafın bu nafakaya ihtiyacı olduğu kanaatine vardığı an boşanma davası süresi boyunca nafakayı talep eden taraf lehine tedbir nafakasına hükmedecektir.

Boşanma Davası Açılması İle Birlikte Çocuk Lehine Tedbir Nafakası Alabilir Miyim?

Eşlerin müşterek çocukları olması durumunda, boşanma davası sürecinde velayet tedbiren kendisine verilmiş olan taraf, karşı taraftan çocuk için tedbir nafakası isteme hakkına sahiptir. Hakim, velayeti tedbiren verdiği kişiyi belirlerken aynı zamanda velayet kendisine verilmeyen tarafı, çocuk için tedbir nafakası ödemeye hükmeder.

Boşanma Davasında Müşterek (Ortak) Konut Kime Tahsis Edilir?

Türk Medeni Kanunu 169. madde uyarınca hakim, müşterek konutu taraflardan birine tahsis edebilir. Hakim, müşterek konutun taraflardan birine tahsisi yani taraflardan kimin evde kalacağı kararını verirken hakkaniyete göre karar vermek durumundadır. Hakim bu kararı genellikle kendiliğinden vermez. Bu sebeple dilekçede ayrıntılı olarak gerekçe göstererek bu isteğin mahkemeden talep edilmesi gerekir.

Hakim ortak konutun eşlerden birine tahsisi kararını verirken bazı kriterleri göz önünde bulundurur. Bu kriterler;

  • Tarafların ekonomik durumu
  • Tarafların sosyal durumu
  • Ortak çocuğun menfaati
  • Boşanmaya yol açan sebepler

olarak sıralamak mümkündür.

Boşanma Davası Devam Ederken Çocuğun Velayeti Kimde Kalır?

Boşanma davalarında hakimin velayet konusunda karar verirken esas aldığı temel ilke “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesidir. Çekişmeli boşanma davasının açılmasından hemen sonra hakim SİR raporu alınmasına yönelik bir karar verir. SİR Raporu (Sosyal İnceleme Raporu) neticesinde psikolog, taraflar ve müşterek çocuk ile görüşme yaparak bir rapor düzenler. Bu raporda psikolog, çocuğun kimin yanında kalmasının daha uygun olacağına yönelik bir görüş bildirir. Hakim, bu raporu değerlendirerek çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince dava süresi boyunca geçici velayetin hangi tarafta kalmasını uygun görürse geçici velayeti o tarafa verecektir. Ancak dava süresi boyunca çocuk aleyhine farklı bir olgunun gerçekleşmesi durumunda velayet kendisine verilmeyen tarafın talebi üzerine velayet hususu mahkemece tekrar gözden geçirilerek velayetin kendisine bırakılan taraftan alınıp diğer tarafa verilmesi durumu da söz konusu olabilir.

Boşanma Davasında Çocuğu Görme (Kişisel İlişki Kurma) Hakkı Nedir?

Boşanma davası devam ederken yahut boşanma davası sona erdikten sonra mahkeme hakimi, velayet kendisine bırakılmayan taraf için çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik bir karar verebilir. Velayet kendisine bırakılmayan tarafın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı vardır.

Boşanma Davası Sonucunda Maddi Tazminat Alabilir Miyim?

Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan boşanma sonucunda maddi tazminat isteyebilir. Karşı taraftan maddi tazminat istenebilmesi için belirli şartlar oluşmuş olması gerekmektedir. Bu şartlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Tazminat isteyen tarafın kusursuz yahut daha az kusurlu olması gerekmektedir.
  • Davalı taraf muhakkak kusurlu olmalıdır.
  • Tazminat isteyen tarafın mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden zedelenmiş olmalıdır.

Boşanma Davası Sonucunda Manevi Tazminat Alabilir Miyim?

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir. Boşanma sonucunda manevi tazminat isteminde de bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerekir.

  • Davalı taraf, diğer tarafın kişilik haklarına saldırıda bulunurken muhakkak kusurlu olmalıdır.
  • Manevi tazminat isteyen tarafın kişilik hakları zedelenmiş olmalıdır.

Boşanma Davası Sonucunda Yoksulluk Nafakası Alabilir Miyim?

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nafakaya kanunda yoksulluk nafakası adı verilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yani kusursuz eş dahi nafaka ödemekle yükümlüdür. Hakimin, taraflardan birini boşanma sonucunda yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için belli şartların oluşmuş olması gerekmektedir;

  • Yoksulluğa düşecek olan taraf yoksulluk nafakası talep ettiğine dair istemde bulunmalıdır.
  • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın kusuru, diğer tarafın kusurundan ağır olmaması gerekir. Buna karşılık nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şartı aranmaz.
  • Yoksulluk nafakası talebinde bulunan taraf, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya olmalıdır.
  • Nafaka talebinin miktarı nafaka yükümlüsünün mali gücüyle doğru orantılı olmalıdır.

Bu şartlar oluştuğu takdirde hakim, yoksulluğa düşecek olan tarafın nafaka talebinin kabulüne karar verecektir.

Boşanma Davası Sonucunda Çocuk İçin Ne Kadar İştirak Nafakası Alabilirim?

Velayet kendisine bırakılmamış olan taraf, çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitimi ve ihtiyaçlarına katılmak adına mali gücü oranında boşanma sonucunda iştirak nafakası ödemekle yükümlüdür. İştirak nafakası velayeti alan eş tarafından talep edilmemiş olsa dahi hakim, velayet kendisine verilmemiş olan tarafı kendiliğinden bu nafakaya hükmetmekle yükümlüdür. Bu durumda velayet kendisine bırakılmayan tarafın mali gücü mahkemece araştırılacak ve bu mali güç oranında iştirak nafakasına hükmedilecektir.

boşanma sonucunda velayet kimde kalır
boşanma sonucunda velayet kimde kalır

Boşanma Davası Sonucunda Velayet Kimde Kalır?

Boşanma davalarında hakimin velayet konusunda karar verirken esas aldığı temel ilke “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesidir. Çekişmeli boşanma davasının açılmasından sonra hakim SİR raporu alınmasına yönelik bir karar verir. SİR Raporu (Sosyal İnceleme Raporu) neticesinde psikolog, taraflar ve müşterek çocuk ile görüşme yaparak bir rapor düzenler. Bu raporda psikolog, çocuğun kimin yanında kalmasının daha uygun olacağına yönelik bir görüş bildirir. Hakim, bu raporu değerlendirerek çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince velayetin hangi tarafta kalmasını uygun görürse velayeti o tarafa verecektir. Ancak uygulamada çocuğun küçük yaşta olması durumunda velayetin genellikle anneye verildiği görülmektedir.

Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Babaya Verilir?

Uygulamada mahkemeler, küçük yaşlarda olan çocukların anne sevgisi, bakımı, şefkatine ihtiyacı olduğunu düşünerek genellikle velayeti anneye verme eğilimindedirler. Ancak çocuğun anne yanında kalması çocuğun üstün yararı gereği çocuk için tehlike oluşturuyorsa bu durumda mahkeme çocuğun velayetini babaya verebilir. Çocuğun anne yanında kalmasının çocuk için tehlike arz ettiği durumlara örnek verecek olursak; “annenin çocuğun bakımı aksatması, annenin velayet sorumluluklarını yerine getirmemesi, annenin açıkça velayet sorumluluğunu üstlenmek istemediğini beyan etmesi, annenin çocuğu tek başına bırakması, annenin çocuğu aç bırakması, annenin çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uygulaması annenin çocuğu istismar ortamına açık bir yerde büyütmeye çalışması.. v.b” durumların varlığı halinde hakim, çocuğun velayetini babaya verecektir.

Sosyal İnceleme Raporu (SİR) Raporu Ne Demektir?

Boşanma davaları ya da velayet davalarında çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınarak pedagoglar ve psikologlar tarafından düzenlenen rapora Sosyal İnceleme Raporu (SİR) adı verilmektedir.

Sosyal İnceleme Raporu düzenlenmesinden önce pedagog ya da psikolog çocuklar, anne ve baba ile bir görüşme yapar ve onlara çeşitli sorular sorar. Bu görüşme neticesinde çocuğun velayetinin kimde kalmasının daha yararlı olacağına yönelik görüşünü raporda belirtir. Velayet kendisinde kalmayan taraf için de kişisel ilişkinin nasıl düzenlenmesi gerektiğine yönelik görüş bildirir. Ancak çocuk ile velayet kendisinde bırakılmayan tarafın kişisel ilişki kurmasının uygun olmadığı görüşünde ise pedagog bu durumu da raporunda belirtecektir.

Boşandıktan Sonra Eşimin Soy Adını Kullanabilir Miyim?

Türk Medeni Kanunu’na göre kadının boşandıktan sonra eski eşinin soy adını kullanabilmesi için belirli koşullar aranmaktadır. Kadın, boşandığı eşinin soy adını kullanmasında menfaati olduğunu ve boşandığı eşinin soy adını kullanmasının eski eşine zarar vermeyeceğini ispatladığı takdirde mahkeme, eski eşinin soy adını kullanmasına izin verecektir. Mahkemenin bu izni verebilmesi için boşanma davasında kadın, boşandığı eşinin soy adını kullanmaya devam etmek istediğini talep etmiş olmalıdır. Şayet boşanma anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleştiği takdirde bu husus mutlaka anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilmeli ve mahkemece gerekçeli kararda bu husus belirtilmelidir.

Boşanma Davasından Sonra Ne Zaman Kimliğimi Değiştirebilirim?

Boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte mahkeme kalemi yazı işleri müdürü tarafından kesinleşme şerhi hazırlanır ve bu kesinleşme şerhi nüfus müdürlüğüne gönderilir. Nüfus müdürlüğü mahkemeden kesinleşme şerhi doğrultusunda boşanan kişilerin bilgilerini nüfus kayıtlarına işleyecektir.

Boşanma Davasından Sonra Soy Adımı Nasıl Değiştirebilirim?

Boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte mahkeme kalemi yazı işleri müdürü tarafından kesinleşme şerhi hazırlanır ve bu kesinleşme şerhi nüfus müdürlüğüne gönderilir. Nüfus müdürlüğü mahkemeden kesinleşme şerhi doğrultusunda boşanan kişilerin bilgilerini nüfus kayıtlarına işleyecektir. Boşanma kararının nüfus kayıtlarına işlenmesi ile birlikte ilgili taraflar yeni kimliklerini nüfus müdürlüğüne müracaat ederek teslim alabileceklerdir.

Boşanma Kararına Karşı Hangi Mahkemeye İtiraz Edilir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi boşanma davaları Aile Mahkemelerinde açılır. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde de Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılabileceğini belirtmiştik. Boşanma davalarında üst mahkeme ise Aile Mahkemesinin bağlı bulunduğu Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’dir. Eğer Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği karar temyize uygun ise karara itiraz için Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine gidilebilir.

Boşanma Kararı Ne Zaman Kesinleşir?

Boşanmanın gerçekleşebilmesi için mahkeme huzurunda hâkim tarafından boşanma kararı verilmesi gerekmektedir. Karar verildikten sonra mahkemece kararın gerekçesini de içeren gerekçeli karar hazırlanır. Gerekçeli kararın tebliğinden sonra taraflardan biri iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilir. Eğer her iki taraf da bu süre içerisinde istinaf etmez ise boşanma kararı kesinleşmiş olur. Ancak taraflardan biri istinaf yoluna giderse karar kesinleşmez ve boşanma davası bir üst mahkeme olan istinaf mahkemelerinde devam eder.

Boşanma Kararına Karşı İtiraz Ne Zaman Sonuçlanır?

Boşanma kararının verilmesinin ardından mahkemece gerekçeli karar yazılır ve gerekçeli karar taraflara ya da avukatları varsa tarafların avukatlarına tebliğ edilir. Böylelikle tarafların boşanma kararına karşı itiraz için 2 haftalık süreleri başlamış olur. Bu 2 haftalık süre içinde taraflar istinaf kanun yoluna başvurmazlarsa karar hemen kesinleşir. Ancak taraflardan biri ya da her ikisi istinaf kanun yoluna başvurduğu takdirde dosya, yerel mahkemenin kararını inceleyecek olan bir üst mahkemeye yani istinaf mahkemesine gider. Uygulamada istinaf mahkemelerinin dosya hakkında karar vermesi yaklaşık olarak 1 yılı bulmakla beraber bu süre için net bir zaman aralığı verebilmek pek mümkün değildir. İstinaf mahkemesinin karar vermesinin ardından istinaf mahkemesine başvuran taraf ya da tarafların bir üst mahkeme olan Yargıtay’a başvurma hakları da vardır. Taraflardan biri ya da her ikisi de Yargıtay’a başvurmaları halinde bu itirazın neticelenmesi de uygulamada yaklaşık 1 yıl kadar sürebilmektedir. Ancak yine de net bir zaman aralığı verebilmek pek mümkün değildir.

Boşandıktan Sonra Ne Zaman Tekrar Evlenebilirim?

Tarafların boşandıktan sonra tekrar evlenebilme süreleri cinsiyete göre farklılık gösterir. Boşandıktan sonra erkek hemen evlenebilirken, kadın için kanunda iddet müddeti (bekleme süresi, iddet süresi) öngörülmüştür. Kadının boşanma sonrasında tekrar evlenebilmesi için kanunla getirilen bu iddet müddeti, boşanmış kadının olası bir hamileliği durumunda doğacak çocuğun soybağının (nesebinin) karışmamasını amaçlamaktadır. Boşanma sonrası kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken iddet süresi boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 300 gün (10 ay) dür. Ancak kadın bu iddet müddeti süresini beklemek istemiyorsa  İddet müddeti kaldırma davası açarak bu iddet süresini kaldırabilmesi ve yeniden evlenebilmesi mümkündür.

Boşanma Davası Açma Masrafı Ne Kadardır?

Mahkeme masrafları; davacı tarafın mahkemede dinletmek istediği tanık sayısı, dosyanın bilirkişiye gidip gitmeyeceği gibi hususlara göre değişmektedir. Yine de 2023 yılı boşanma davası mahkeme masrafları için ortalama bir miktar belirtmek mümkündür. 2023 yılı için boşanma davası açarken mahkeme veznesine yatırılması gereken harç ve giderler ortalama 900 TL-1000 TL civarındadır.

boşanma davası avukat ücreti
boşanma davası avukat ücreti

Boşanma Avukatı Ücreti Ne Kadardır?

Boşanma davalarında avukatın alacağı ücretin alt sınırı, Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl resmi gazetede yayımlanarak belirlenmektedir. 2023 Yılı Boşanma Davası ve Avukat Ücreti alt sınırı 9.200 TL‘dir. Boşanma davalarında avukatın, resmi gazetede yayımlanan bu asgari miktarın altında avukatlık ücreti alması yasaktır. Türkiye Barolar Birliği tarafından resmi olarak yayımlanan avukatlık asgari ücret tarifesinin yanı sıra, avukatların mensubu oldukları barolar tarafından da her yıl tavsiye niteliğinde bir avukatlık ücret tarifesi yayımlanmaktadır.

2023 boşanma davası ve avukat ücreti için Bursa Barosu’nun tavsiye niteliğindeki ücret tarifesi;

  • Anlaşmalı boşanma davası ücreti: 17.900 TL
  • Çekişmeli boşanma davası ücreti: 25.000 TL

olarak belirlenmiştir.

Boşanma davalarında avukatın, mensubu olduğu baro tarafından yayımlanan bu tavsiye niteliğindeki ücretlerin altında ya da üstünde iş ve dava almasına engel bir durum yoktur. Ancak şunu da tekrar belirtmek gerekirse; Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan avukatlık ücret tarifesine göre; avukatın, aile mahkemesinde görülen davalarda 9.200 TL’nin altında bir ücret alması kesinlikle yasaktır. Boşanma davası ve avukat ücretleri ile ilgili detaylı yazımızı okumak için tıklayabilirsiniz.

Bursa’da Boşanma Davalarında Avukat Ücreti Ne Kadardır?

Bursa Barosu tarafından Bursa’da görülen boşanma davalarında avukatlık ücreti için belirlenen tavsiye niteliğindeki ücretler;

  • Anlaşmalı boşanma davası ücreti: 17.900 TL
  • Çekişmeli boşanma davası ücreti: 25.000 TL

olarak belirlenmiştir.

Fakat daha önceden de belirttiğimiz gibi bu ücretler tavsiye niteliğindedir. Boşanma davalarında avukatın, mensubu olduğu baro tarafından yayımlanan bu tavsiye niteliğindeki ücretlerin altında ya da üstünde iş ve dava almasına engel bir durum yoktur. Ancak şunu da tekrar belirtmek gerekirse; Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan avukatlık ücret tarifesine göre; avukatın, aile mahkemesinde görülen davalarda 9.200 TL’nin altında bir ücret alması kesinlikle yasaktır.

Boşanma Davasında Ödediğim Avukat Ücretini Geri Alabilir Miyim?

Boşanma davasını kazandığımda ödediğim avukatlık ücretini geri alabilir miyim?” ya da “boşanma davasını kazandığımda avukatlık ücretini karşı taraf mı öder?” v.b sorular biz avukatların en sık duyduğu sorulardandır. Bu soruların cevabı hayır olacaktır. Boşanma davanızda avukatınıza ödemiş olduğunuz avukatlık ücretini karşı taraf hiçbir ihtimalde ödemez. Karşı taraf ancak mahkeme tarafından haksız bulunduğu takdirde yargılama giderleri ve avukatlık asgari ücret tarifesi ile sınırlı olan avukatlık ücretini ödemekle yükümlüdür.

Detaylı bilgi almak için ücreti mukabilinde Bursa’da avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti veren Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

Nasıl Avukat Olunur? Avukatlar Ne İş Yapar?

avukat nasıl olunur
avukat nasıl olunur

Kelime olarak ‘Avukat’ sözcüğü Latince kökenlidir ve mahkeme huzuruna çağrılan tanık ya da savunucu anlamına gelmektedir. Günümüzde ise dünya üzerindeki tüm avukatlar gerçek ve tüzel kişilerin haklarını yargı önünde savunan, bu kişilerin hukuki ve yasal işlerini takip edip yol gösteren kişilerdir. Özellikle büyük şehirlerde pek çok konuda kişiler kendilerini yargıyı ilgilendiren konularda bulabilirler. Bu nedenle de Bursa, İstanbul ya da Ankara gibi büyük şehirlerde kişiler yaşadıkları sorunları bir avukat yardımı ile çözüme kavuşturmak isterler.

Avukat Nasıl Olunur? 

Ülkemiz üniversitelerine bağlı olan 4 yıllık herhangi bir hukuk fakültesini bitirmiş olan, 1 yıllık avukatlık stajını tamamlayan ve ardından avukatlık ruhsatını alan kişiler avukat olmaktadır.

Avukatlık Stajı Nasıl Yapılır?

Avukatlık stajı bir yıllık süre içerisinde yapılır. Bu sürenin ilk 6 ayı mahkemelerde kalan 6 ay ise bir avukat yanında tamamlanır.  Avukat yanında tamamlanan bu 6 aylık sürenin geçerli olabilmesi için yanında staj yapılan avukatın baroya kayıtlı olması ve en az 5 yıllık iş deneyiminin olması gerekmektedir.

Avukatlık Mesleğinde Branşlaşma Var Mıdır?

Ülkemiz hukuk sistemi 1136 sayılı avukatlık meslek kanuna göre avukatlar her türlü davada müvekkillerini savunabilirler. Bu nedenle ülkemiz yasalarına göre avukatlık mesleğinde herhangi bir şekilde branşlaşma söz konusu değildir. Ancak toplum içerisinde bazı avukatlar belli başlı davalarda başarılı sonuçlar elde ettiklerinden dolayı boşanma avukatı, ceza avukatı, gayrimenkul avukatı şeklinde tanınabilmektedirler. Fakat bu tanım hukuki olarak doğru bir tanımlama değildir.

İyi Bir Avukatta Olması Gereken Özellikler

Avukat olmak için yerine getirilmesi gereken şartları yukarıda sıralamıştık. Ancak tüm bunlar iyi bir avukat olmak için yeterli değildir. Tüm bunların yanı sıra avukat olmayı düşünen kişinin; yüksek problem çözme becerisi, doğru analiz gücü, hitabet yeteneği, etkili dinleme ve yüksek iletişim becerilerine sahip olması, sabırlı olması ve aynı zamanda atılgan olması önemlidir.

Avukatlar Nerelerde Çalışabilir? 

Kısaca söylemek gerekirse ülkemizdeki avukatların çalışma alanları şu şekildedir;

  • Hukuk büroları
  • Özel şirketlerin hukuk departmanları
  • Kamu kurumları

Avukatlar Ne İş Yapar? 

Avukatlar gerçek ya da tüzel kişilerin haklarını savunan ve aynı zamanda her türlü hukuki ve yasal süreçte yol gösteren kişilerdir. 1136 sayılı avukatlık meslek kanuna göre avukatlar kamu hizmeti ve serbest meslek olarak hizmet verebilmektedir. Avukatların genel olarak yaptıkları iş ve işlemler şunlardır;

  • Her türlü davanın takibi, yürütülmesi ve sonuçlandırılması
  • Talep edildiği takdirde hukuki görüş beyan edilmesi, yol gösterilmesi
  • Kurum ve kişiler arasında oluşabilecek anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar için arabuluculuk hizmetleri
  • Sözleşme düzenlenmesi

Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

Boşanma Davası Sürecinde Sıkça Sorulan Sorular

bursada boşanma davaları
bursada boşanma davaları

Boşanma davasında avukat tutmak zorunlu mudur?

Öncelikle belirtmeliyiz ki boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak boşanma gibi duygusal olarak yıpratıcı bir süreçte profesyonel destek almak çok önemlidir. Avukat tutulmadığında da sonuçları çok ağır olacaktır.

Boşanma davası hangi mahkemede açılır?

Boşanma davaları aile mahkemelerinde görülmektedir. Ancak aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde de boşanma davası açılabilmektedir.

Boşanma sebepleri nelerdir?

Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Aşağıdaki sebeplerin bulunması halinde boşanma davası açılabilmektedir.

  • Zina
  • Hayata kast
  • Kötü muamele
  • Onur kırıcı davranış
  • Haysiyetsiz hayat sürme
  • Evi terk etme
  • Akıl hastalığı
  • Şiddetli geçimsizlik
  • Anlaşmalı boşanma

Boşanma davasında tarafların duruşmalara katılması zorunlu mudur?

Tarafların duruşmaya katılması boşanma davası çeşidine göre değişkenlik göstermektedir. Çekişmeli boşanma davasında duruşmaya katılma zorunluluğu yoktur. Kişiyi temsil eden vekilin duruşmaya katılması yeterlidir. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında ise her iki tarafın da duruşmalarda hazır bulunması gerekmektedir. Taraflardan biri duruşmaya katılmadığında anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.

Taraflardan biri boşanmak istemiyor ise boşanma davası açılabilir mi?

Yasal olarak boşanma sürecinin resmileşmesi için her iki tarafın da boşanmak istemesi gerekli değildir. Eşlerden birinin boşanma talebi boşanma davası açmak için yeterli bir sebeptir. Taraflardan biri boşanmak istemiyor ise bu dava çekişmeli boşanma dava kapsamında değerlendirilir. Boşanma talebinde bulunan taraf Aile Mahkemesine başvurarak boşanma sürecini başlatabilir.

E-devlet üzerinden boşanma davası açılabilir mi?

Evet direkt olarak e-devlet üzerinden başvuru yapılarak boşanma davası açılabilmektedir. Bu amaçla e-devlet üzerinden boşanma davası açmak için UYAP Vatandaş Portalına e-imza ile imzalanmış boşanma dilekçesinin yüklenmesi yeterli olacaktır.

Boşanma davasında üst mahkeme hangisidir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi boşanma davaları Aile Mahkemelerinde açılır. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde de Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılabileceğini belirtmiştik. Boşanma davalarında üst mahkeme ise Aile Mahkemesinin bağlı bulunduğu Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’dir. Eğer Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği karar temyize uygun ise karara itiraz için Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine gidilebilir.

Boşanma kararı ne zaman kesinleşir?

Türk Ceza Kanunu kapsamında boşanmanın gerçekleşebilmesi için mahkeme huzurunda bir hâkim tarafından karar verilmesi gerekmektedir. Karar verildikten sonra mahkemece kararın gerekçesini de içeren gerekçeli karar hazırlanır. Gerekçeli kararın tebliğinden sonra taraflardan biri iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilir. Eğer her iki taraf da bu süre içerisinde istinaf etmez ise boşanma kararı kesinleşmiş olur. Ancak taraflardan biri istinaf yoluna giderse karar kesinleşmez ve boşanma davası üst mahkemede devam eder.

Boşanma davası ne kadar sürer?

Boşanma davalarında süreyi belirleyen boşanmanın türüdür. Anlaşmalı boşanma davası ile çekişmeli boşanma davası süre olarak da birbirinden farklıdır. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede karar varılan boşanma davalarıdır. Çekişmeli boşanma davaları ise çok daha uzun süren davalardır. Çekişmeli boşanma davaları genellikle 1-1,5 yıl içerisinde sonuçlanmaktadır. Ancak bazen de istinaf ve temyiz ile birlikte yaklaşık olarak 2-3 yıl gibi bir zaman dilimini kapsamaktadır.

Boşanma davası dilekçesinde gerekçe göstermek zorunlu mudur?

Anlaşmalı boşanma tarafların anlaşmaya vardıkları ve boşanma sonuçları konusunda mutabık kaldıkları boşanma türü olduğu için dava dilekçesinde gerekçe gösterme zorunluluğu yoktur. Ancak çekişmeli boşanma dava dilekçesinde gerekçe gösterme zorunluluğu bulunmaktadır.

Anlaşmalı boşanma davası için 1 yıllık evlilik süresi zorunlu mudur?

Türk Medeni Kanunu’na göre 1 yıllık evlilik süresi dolmadan anlaşmalı boşanma davası açılamaz. Ancak Medeni Kanun kapsamında yer alan onur kırıcı davranış, zina, haysiyetsiz yaşam, şiddetli geçimsizlik, akıl sağlığını yitirme ya da evi terk etme gibi sebepler var ise çekişmeli boşanma davası şeklinde dava açılabilir.

Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

ÖNEMLİ DUYURU!!!!!

önemli duyuru
önemli duyuru

Türkiye genelinde kimliği henüz tespit edilememiş şahıslar tarafından çeşitli iletişim araçları ile avukat sıfatım olan Av. Feyza Hazar ve şahsıma ait fotoğraflar kullanılarak DOLANDIRICILIK işlemleri yapıldığını 19.02.2023 itibariyle öğrenmiş bulunmaktayım. Sizlerden, uzlaştırmacı olduğundan bahisle Av. Feyza Hazar olduğunu söyleyerek maddi menfaat elde etmek için para isteyen ve para ödemediğiniz takdirde hakkınızda dava açılacağını ve ceza alacağını söyleyen dolandırıcı şahıslara lütfen itibar etmeyiniz ve hiçbir şekilde para göndermeyiniz. Dolandırıcılık işlemleri tamamen bilgimiz dışında olup ilgili şahıslar hakkında tarafımızca savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Dolandırıcı şahısların şimdilik tespit edilen numaralarının sonu …491 07 92 ve …478 35 68’dir. Ancak şahısların bir çok iletişim numarasına sahip olabileceği dikkate alınarak tarafınıza farklı numaralardan gönderilen hiçbir mesaja ve aramaya itibar etmeyiniz. Bu durumla karşılaşmanız halinde 0537 925 3839 numaralı telefondan ya da [email protected] mail hesabımızdan bizlere bu durumu hemen bildirmenizi saygıyla rica ederiz.

Av. Feyza Hazar Apaydın

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

Basit Yargılama Usulü Karara İtiraz Dilekçe Örneği*2023

basit yargılama usulü dilekçe örneği
basit yargılama usulü dilekçe örneği

Basit Yargılama Usulü Nedir?

Basit yargılama usulü Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu 251. maddede düzenlenmiştir. İddianamenin kabulü aşamasından sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl ve daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulü uygulanasına karar verilebilir. Ancak duruşma günü belirlendiği takdirde basit yargılama usulü uygulanamaz. Basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı yalnızca hakimin takdirindedir.

Mahkemece basit yargılama usulünün uygulanacağına karar verildiği takdirde iddianame; sanık, mağdur ve şikayet eden tarafa tebliğ edilir ve taraflardan 15 gün içinde beyan ve savunmalarını mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri istenir. Taraflara tebliğ edilen evraklarda duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu belirtilir. Tebliğ tarihinden itibaren tarafların 15 günlük süreleri dolduktan sonra duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın mahkemece dosya üzerinden hüküm verilebilir. Basit yargılama usulü uygulandığı takdirde mahkemece hükmedilen bir mahkumiyet kararı varsa kanuna göre cezada 1/4 lük bir indirim uygulanır. Örneğin basit yargılama usulünce verilen bir kararda sanığa 8 aylık bir mahkumiyet kararı verilmiş ise 1/4 lük indirim ile ceza miktarı 6 aya düşecektir. Ancak sanık tarafından karara itiraz edildiği ve genel hükümlere göre yargılama yapıldığı takdirde bu indirim uygulanmayacaktır. Sanık dışında karara itiraz eden olduğu takdirde sanığın 1/4 lük indirimi korunacaktır.

Basit Yargılama Usulü Neticesinde Verilen Karara İtiraz Edilebilir Mi?

Basit yargılama usulü neticesinde verilen karara karşı itiraz etmek mümkündür. Karara itiraz ile birlikte mahkeme tensip zaptı düzenleyerek duruşma günü belirler ve taraflara tebliğ eder. Ancak unutulmamalıdır ki basit yargılama usulü neticesinde dosya üzerinden verilen karar sonucu yapılan 1/4 lük indirim, sanık tarafından karara itiraz edildiği takdirde tekrar uygulanmayacaktır.

Basit Yargılama Usulü Neticesinde Verilen Karara Karşı Nereye itiraz Edilir?

Basit yargılama usulü neticesinde verilen karara karşı itiraz kanun yolu uygulanacaktır. İtiraz mercii basit yargılama usulü kararı veren mahkemedir. İtiraz süresi kararın tebliğinden itibaren 7 gündür. Süresi içinde basit yargılama usulü neticesinde verilen karara itiraz edilmediği takdirde karar kesinleşir.

Basit Yargılama Usulünün Uygulanabileceği Suçlar Nelerdir?

  • Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (TCK m.88/1)
  • Terk suçu (TCK 97)
  • Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi (TCK m.98)
  • Tehdit suçu (TCK m.106/1)
  • Basit cinsel taciz suçu (TCK m.105/1, çocuğa karşı cinsel taciz suçu hariç)
  • Konut dokunulmazlığının ihlali suçu (TCK m.116/1,2,3)
  • İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu (TCK m.117/1)
  • Hakaret suçu
  • Kişinin hatırasına hakaret suçu (TCK m.130)
  • Güveni kötüye kullanma suçu (TCK m.155/1)
  • Bedelsiz senedi kullanma suçu (TCK m.156)
  • Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu (TCK m.160)
  • Taksirli iflas suçu (TCK m.162)
  • Karşılıksız yararlanma (TCK m.163)
  • Bilgi vermeme (TCK m.166)
  • Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TCK m.170/2)
  • Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (TCK m.171)
  • Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali (TCK m.175)
  • Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması (TCK m.177)
  • Trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma (TCK m.179/2,3)
  • Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma (TCK m.180)
  • Çevrenin kasten kirletilmesi (TCK m.181)
  • Çevrenin taksirle kirletilmesi (TCK m.182)
  • Gürültüye neden olma (TCK m.183)
  • Zehirli madde imal ve ticareti (TCK m.193)
  • Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (TCK m.195)
  • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m.206)
  • Açığa imzanın kötüye kullanılması (TCK m.209)
  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK m.216/2,3)
  • Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK m.234)
  • Görevi kötüye kullanma (TCK m.257)
  • Kamu görevlisinin ticareti (TCK m.259)
  • Kamu görevinin terki veya yapılmaması (TCK m.260)
  • Suç üstlenme (TCK m.270)
  • Yalan tanıklık (TCK m.272/1)
  • Suçu bildirmeme (TCK m.278)
  • Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (TCK m.279)
  • Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi (TCK m.280)
  • Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme (TCK m.284)
  • Ses veya görüntülerin kayda alınması (TCK m.286)
  • Genital muayene (TCK m.287)
  • Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK m.288)
  • Muhafaza görevini kötüye kullanma (TCK m.289)
  • Resmen teslim olunan mala elkonulması ve bozulması (TCK m.290)
  • Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme (TCK m.291)
  • Hükümlü veya tutuklunun kaçması (TCK m.292/1)
  • Muhafızın görevini kötüye kullanması (TCK m.295)

Basit Yargılama Usulü Verilen Karara itiraz Dilekçe Örneği

BURSA 35. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA NO : 2023/6 E. 2023/580 K.
SANIK :
XXXXXX

MÜDAFİİ : Av.Feyza Hazar
Reyhan Mh.Mantıcı Cd.Aytı Plaza K:3 D:301-302
Osmangazi/BURSA

KONU : Mahkemenizce basit yargılama usulüne göre verilen ../../2023 tarihli karara karşı itirazlarımız, müvekkilin genel hükümlere göre yargılanması ve müvekkilin BERAATİNE ilişkin taleplerimiz hakkındadır.

SUÇ İSNADI : Tehdit, Sesli veya Görüntülü Bir İleti İle Hakaret

AÇIKLAMALAR :

Yukarıda esas numarası yazılı mahkemeniz dosyasında müvekkil sanık XXXXXX, sesli veya görüntülü bir ileti ile hakaret ve tehdit iddiasıyla düzenlenen iddianame gereği basit yargılama usulüyle yargılanmış olup, “basit yargılama usulü uygulandığından CMK’nun 251/3 maddesi gereğince her iki suç bakımından cezasından 1/4 oranında indirim yapılarak tehdit suçundan 6 AY 7 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, hakaret suçundan 2.480 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” karar verilmiştir. Hukuka uygun olmayan işbu karara karşı tarafımızca itiraz kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur.

(Bu kısımda ceza davanız hakkındaki açıklamalarınızı ve savunmalarınızı yazabilirsiniz.)

Basit yargılama usulünce yapılan yargılama neticesinde müvekkil hakkında tehdit ve hakaret suçlarından hüküm kurulmuştur. Tehdit ve hakaret suçuna dair iddialar delillerimiz neticesinde gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle basit yargılama usulü neticesinde verilen karara itiraz ediyoruz. Genel hükümlere göre yargılama yapılarak müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda belirtiğimiz nedenlerle ve sayın mahkemenizce re’sen dikkate alınacak nedenlerle,

  • Yukarıda sunulu gerekçelerle müvekkilin genel hükümlere göre yargılanmasını,
  • Bahsi geçen tehdit ve hakaret suçuna dair somut deliller olmaması ve tehdit suçunun maddi unsurlarının oluşmamasından ötürü müvekkilin üzerine atılı bulunan hakaret ve tehdit suçundan BERAATİNE karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederiz. ../../2023

Sanık Müdafi
Av.Feyza Hazar Apaydın
(e-imzalıdır)

Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz. Avukat Feyza Hazar Bursa’da müvekkillerine ceza davalarında ve ağır ceza davalarında avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

0537 925 38 39

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU

İş Hukuku Nedir? Bireysel ve Toplu İş Hukuku Neden Gereklidir?

iş hukuku nedir bursa avukat feyza hazar
iş hukuku nedir bursa avukat feyza hazar
Karma hukuk dallarından biri olan iş hukuku tanımı genel anlamda yapılacak olursa; işçi haklarının korunması ve güvence altına alınması adına işçinin ekonomik ve sosyal hakları, işçi ücretleri, dinlenme süreleri, çalışma şartlarını iyileştirmeyi amaçlayan ve işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi inceleyip düzenleyen hukuk dalı olduğu söylenebilir. Bu yazımızda çalışma hayatının vazgeçilmez bir dayanağı olan ve işçinin sosyo-ekonomik haklarının çerçevesini belirleyen iş hukuku hakkında merak edilenleri derledik. İş hukuku nedir, iş hukuku tarihsel gelişimi, iş hukuku süreci, iş hukuku ilkeleri ve özellikleri başta olmak üzere iş hukuku avukatı ne iş yapar ve iş hukuku neden gereklidir gibi merak edilen tüm konu ve soruların cevaplarını bulabilirsiniz. Tüm bunların dışında merak ettiğiniz diğer soru ve konular hakkında Bursa avukat olarak hizmet veren Avukat Feyza Hazar ve ekibi müvekkillerine iş hukuku kapsamında da hizmet vermektedir.

İş Hukuku Nedir?

Özel bir hukuk dalı olan iş hukuku, işçi ve işveren ilişkilerini inceleyip düzenler ve taraflar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları hukuka uygun şekilde sonuçlandırır. Genel olarak işçi ve işverenin arasındaki ilişkilerde çıkacak uyuşmazlıkları düzenleyen hukuk dalına iş hukuku denir. Çalışma ortamında işveren ve işçi arasındaki uyuşmazlıkların değerlendirilmesi iş hukuku kapsamında yapılır. Karma bir hukuk dalı olan iş hukuku, işçinin çalışma şartları, izin ve dinlenme süreleri, tazminat alacağı gibi karşılaşabileceği sorunların hukuki yollardan çözümlenmesini amaçlar. İş hukuku bireysel ve toplu iş hukuku olarak iki bölümde incelenmektedir.

İş Hukuku Kapsamı

İşçinin çalışma şartları, ücret, tazminat alacakları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı v.s) gibi temel haklarını ilgilendiren konular iş hukuku kapsamına girmektedir. İş sözleşmesi kapsamında bulunan temel haklar, çalışma şartları, izin süresi, iş sağlığı, iş güvenliği gibi kavramlar iş hukuku kapsamında yer almaktadır. İş hukuku kapsamında yaşanan sorunlar 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde değerlendirilmektedir. İş hukukunun kapsamına giren davalar iş mahkemelerinde görülmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisini korur, düzenler ve sürekliliğini sağlar.

İş Hukuku Dalları

İş hukuku bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olmak üzere 2 bölümde incelenmektedir. Toplu iş hukuku sendikalar hukuku olarak da adlandırılabilmektedir.
  • Bireysel İş Hukuku: İş sözleşmesi gereği çalışma şartları, prim ve ücret ödemeleri, sosyal haklar, iş sözleşmenin feshi sonucu oluşan tazminat, iş sağlığı ve iş güvenliği gibi konularda yaşanan sorunlar bu kapsamda yer almaktadır.
  • Toplu İş Hukuku: Toplu iş hukuku ise daha büyük iş yerleri için geçerlidir. Toplu iş hukuku, işveren ile işçi arasında taraflardan en az birinin üye olduğu sendika ya da örgüt adına yer aldığı durumları kapsamaktadır. Toplu iş hukuku kapsamına giren konuları sendikal faaliyetler, toplu iş sözleşmesinin hazırlanması ya da sonucunda çıkabilecek anlaşmazlıklar, grev, lokavt şeklinde sıralamak mümkündür.

İş Hukukunda Önem Arz Eden Konular

Türk borçlar kanunu, iş kanunu, deniz iş kanunu, basın iş kanunu ve sendikalar kanunu iş hukuku kapsamında yer alan kanunlardır. İş hukuku kapsamında önem arz eden konuları şu şekilde sıralamak mümkündür;
  • İşçinin hakkını alabilmesi, ve hak ettiği ücretin ihmal edilmemesi adına işçi haklarının korunması önceliklidir.
  • Sendika, işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlık durumunda genellikle çalışan lehine değerlendirme yapabilmektedir.
  • İş hukukunda işçinin şahsı önceliklidir.
  • İş hukuku işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenlediği için özel hukuk alanıdır. Ancak devlet müdahalesini de barındırdığı için karma hukuk dalı olarak değerlendirilmektedir.
İş Hukuku Önemi 4857 sayılı iş kanunu ile işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi koruma altına alınmıştır. Bu kanun kapsamında taraflar arasındaki her türlü anlaşmazlık 4857 sayılı mevzuata uygun bir şekilde düzenlenir. İş hukukunun en önemli özelliği daha güçsüz konumda yer alan işçi haklarının korunmasını esas almasıdır. İş kanunu ile birlikte ekonomik yönden zayıf olan işçilerin piyasa şartlarına göre alım güçlerinin korunması ve her türlü sosyal haklarının genişletilmesi, ücret, izin, tazminat gibi temel hakların korunması ve güvence altına alınması amaçlanmıştır. İş hukuku; işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi belirleyen, işçi haklarını korumayı esas alan önemli bir çerçevedir. Günümüzdeki çalışma şartları, işçinin temel hakları, iş sağlığı ve güvenliği gibi konular düşünüldüğünde iş hukukunun önemi net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İş hukuku değişen çalışma şartları ile birlikte işçilerin yaşadıkları olumsuzlukları en aza indirmeye ve işçi haklarını korumaya çalışan bir hukuk dalı olarak çok önemlidir. İş Hukuku Neden Gereklidir? İş hukukunun değerini ve önemini daha iyi anlayabilmek için tarihsel süreçteki gelişimine ve neden ortaya çıktığına dikkatlice bakmak gerekir. Günümüz toplumlarında üretim ve hizmete dayalı her türlü ekonomik faaliyetlerin artması ile birlikte çalışanların haklarının önemi ortaya çıkmaktadır. İş sözleşmesi kapsamında işçi ve işveren arasında imzalanan ve sorumluluk esasına göre işleyen süreçte imtiyazlı olan taraf işverendir. Bu nedenle daha zayıf ve emir altında bulunan işçi haklarının devlet güvencesi ile korunması gerekmektedir. Tarihsel sürece baktığımızda ilk olarak sanayi devrimi ile birlikte işçi ve işveren gibi söylemler ortaya çıkmıştır. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişin hız kazandığı bu dönemde kitlesel üretim de hızla artış göstermiştir. İş gücü alanında yaşanan açıkların kapatılması için işçi sayısı da her geçen yıl artmıştır. Bu dönemde çocuk yaşta çalıştırılan işçilerin sayısı da bir hayli fazladır. Sanayi devrimi sonrasında çalışma hayatına devletin hiçbir şekilde müdahalesi bulunmamıştır. Bu süreçte işçi ve işveren arasındaki ilişki tamamen arz talep kuralına bağlı olarak yürütülmüştür. Bu nedenle denetimsiz çalışma ortamında görülen birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Örneğin çocuk işçi sayısının artması, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan olumsuzluklar, iş güvenliğinin olmaması nedeniyle artan iş kazaları ve ölümler, mesleki hastalıklar gibi başlıca durumlar ilerleyen yıllarda halk arasında tepkilere neden olmuştur. Bu sayede devlet müdahalesi ile birlikte işçi haklarının koruması gerektiği gündeme gelmiştir. İşçi haklarını güvence altına almayı amaçlayan kanunlara gereksinim duyulmuştur. İş hukukunun tarihsel süreçte çıkış gerekçesine bakıldığında işveren karşısında güçsüz olan işçilerin çalışma ortamlarının düzenlenmesi ve haklarının güvence altına alınması sağlanmıştır. Özetle iş hukuku; çalışanların işveren karşısındaki haklarını korumayı ve çalışanların temel haklarının güvence altına almayı sağlayan karma bir hukuk dalıdır.  İş hukukunun karma hukuk dalı olmasının sebebi devlet müdahalesinin olmasıdır. Bu yönüyle iş hukuku sadece iş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işveren arasında geçerli değildir. Ayrıca taraflardan birinin üye olduğu sendika ile de ilişkilerini inceler ve düzenler. Bursa’da avukat Feyza Hazar müvekkillerine iş hukuku kapsamında iş avukatı olarak avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için Hazar Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

0537 925 3839

AVUKAT FEYZA HAZAR

HAZAR HUKUK BÜROSU